SİTE SAYFALARI
ANA SAYFA
SINIF OYUNLARI
ÇOCUK OYUNLARI
EĞİTİCİ OYUNLAR
4 İŞLEM OYUNLARI
EĞİTİM DÖKÜMANLARI
CANLI SATRANÇ OYNA
ZİYARETÇİ DEFTERİ
EĞİTSEL OYUNLAR
HALK OYUNLARI
ONLİNE TESTLER 1
ONLİNE TESTLER 2
ONLİNE TESTLER 3
TV RADYO MÜZİK
FAYDALI LİNKLER
FAYDALI BİLGİLER
ÇOCUK ŞARKILARI
OKUL ŞARKILARI
TGRT BELGESEL
İSLAM İLMİHALİ
HADİSLER - SÖZLER
TEMEL DİNİ BİLGİLER
ONLİNE KUR'AN DİNLE 1
KUR'AN-I KERİM MEALİ
NAMAZ KILMAYANLAR
KUR'AN MUCİZELERİ
NAMAZ VAKİTLERİ
ESMA-ÜL HÜSNA
ANİMASYONLAR
ETKİNLİKLER 1-5
DİLBİLGİSİ - İMLA
ÖĞRETMENLER İÇİN
İNGİLİZCE SINAVLAR
COĞRAFİ BÖLGELERİMİZ
İNGİLİZCE ŞARKILAR
SUNULAR VİDEOLAR
SAĞLIK İLKYARDIM
TRAFİK DEPREM
SESLİ MASALLAR
=> SOSYAL ZENGİNLİKLERİMİZ
=> BİLGELİK HİKAYELERİ
=> EĞİTİCİ ÖYKÜLER
=> GÖRÜNTÜLÜ MASALLAR
=> OSMAN GAZİ'YE ÖĞÜTLER
=> İSLAMİ HİKAYELER 2
=> HİKAYELER - MASALLAR 1
=> HİKAYELER - MASALLAR 2
=> HİKAYELER - MASALLAR 3
=> HİKAYELER - MASALLAR 4
=> HİKAYELER - MASALLAR 5
=> HİKAYELER - MASALLAR 6
=> HİKAYELER - MASALLAR 7
=> HİKAYELER - MASALLAR 8
=> HİKAYELER - MASALLAR 9
=> HİKAYELER - MASALLAR 10
=> HİKAYELER MASALLAR 11
=> GÜMÜŞ GÖZLÜ DEV
=> KELOĞLAN VE SİHİRLİ TAS
=> HERKES ASLINA ÇEKER
=> MAVİ FENER
=> AMAN BENİ ACELE ÇİNE GÖNDER
=> BAŞINI VERMEYEN ŞEHİT
BİLGİ DAMLALARI
LOZAN ANTLAŞMASI
KOMİK BİLMECELER
BELİRLİ GÜNLER
100 TEMEL ESER
SINIFIM-OYUNLAR
TRAFİK İŞARETLERİ
OKULUM KIZILCASÖĞÜT
DERS SİMİLASYONLARI
KARNE GÖRÜŞLERİ
PRATİK BİLGİLER
ÇİZGİ FİLM TV
BİLİM ADAMLARI
FLASH UYGULAMALAR
SAAT GÜNÜN SÖZÜ
FİLM SAHNELERİ
HİKAYELER - MASALLAR 5

GEÇ KALMAYIN !

Daha henüz 18 yaşındaydı ama hayatının sonundaydı. 
Tedavisi mümkün olmayan ölümcül bir kansere yakalanmıştı. 
Kahır içinde eve kapatmıştı kendini...Sokağa çıkmıyordu. 
Annesi, bir de kendisi. O kadardı bütün hayatı... 
Bir gün fena halde sıkıldı, dayanamadı, attı kendini sokağa...
Bir yığın vitrin önünden geçti, tam bir CD satan dükkânı da 
geride bırakmıştı ki, bir an durdu, geri döndü, kapıdan içeri, 
gözüne hayal meyal takılan genç kıza bir daha baktı. Kendi 
yaşlarında harika bir genç kızdı tezgahtar... Hani,ilk bakışta 
aşk derler ya, öyle takılıp kalmıştı işte...İçeri girdi. Kız,
gülümseyerek koştu ona; "Size nasıl yardım edebilirim?" diye. 
Nasıl bir gülümsemeydi o...Hemen oracıkta sarılıp öpmek istedi 
kızı... Kekeledi, geveledi, sonra "Evet!" diyebildi. Rastgele 
birini işaret ederek; "Evet, şu CD'yi bana sarar mısınız?" 
dedi. Kız CD'yi aldı, içeri gitti, az sonra paketle geri geldi. 
Genç kızdan aldı paketi, çıktı dükkündan, evine döndü. 
Paketi açmadan dolabına attı... Ertesi sabah gene gitti aynı 
dükkâna...Gene bir CD gösterdi kıza, sardırdı, aldı eve 
getirdi, attı paketi dolaba gene açmadan...Günler hep alınıp, 
sardırılan CD'lerle geçti. Kıza açılmaya bir türlü cesaret 
edemiyordu. Annesine açıldı sonunda...Annesi; "Git konuş 
oğlum, ne var bunda?" dedi. Ertesi sabah,bütün 
cesaretini topladı, erkenden dükkâna gitti. bir CD seçti. 
Kız gülerek aldı CD'yi, arkaya gitti paketlemeye. 
Kız içerdeyken bir kâğıda "Sizinle bir gece çıkabilir miyiz?" 
diye yazdı, altına telefon numarasını ekledi,notu kasanın 
yanına koydu gizlice. Sonra,paketini alıp 
kaçtı gene dükkândan... İki gün sonra evin
telefonu çaldı... Anne açtı telefonu. Dükkândaki tezgahtar 
kızdı arayan. Delikanlıyı istedi, notunu yeni bulmuştu 
da... Anne ağlıyordu... "Duymadınız mı?" dedi. "Dün kaybettik 
oğlumu." Cenazeden birkaç gün sonra anne, oğlunun odasına 
girebildi sonunda. Ortalığa çeki düzen vermeliydi. Dolabı açtı, 
oraya atılmış bir yığın açılmamış paket gördü. Paketleri aldı, 
oğlunun yatağına oturdu ve bir tanesini açtı. İçinde bir 
CD vardı, bir de minik not...
"Merhaba, sizi öyle tatlı buldum ki, daha yakından 
tanımak istiyorum. Bir akşam birlikte çıkalım mı?
Sevgiler... Jacelyn "
Anne, bir paketi daha açtı, onda da bir CD ve 
bir not vardı: "Siz gerçekten çok tatlı birisiniz, 
hadi beni bu gece davet edin, artık.
Sevgiler...Jacelyn "

GÜL YAPRAĞI

Uzakdoğu'da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini 
aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli 
olan incelik; anlatmak istediklerini konuşmadan 
açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı 
geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi. 
Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden
kapıda herhangi bir tokmak, çan veya zil yoktu. 
Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki budist, 
kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan 
sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yabancı, 
tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. 
Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar 
suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı. 
Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz 
demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir 
gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. 
Gül yaprağı suyun üsünde yüzüyordu ve su taşmamıştı.
İçerideki budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak 
yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir 
gül yaprağına her zaman yer vardı.

HERKES İÇİN BİRAZ MUTLULUK

Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. 
Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu
bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile.

Bu adam, bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasıl 
olduğunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep.. 
“Bomba gibiyim.” Jerry bir doğal motivasyoncuydu...

Yanında çalışanlardan biri, o gün, kötü bir günündeyse,
Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı.

Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni... Bir gün Jerry’ye 
gittim. Anlayamıyorum dedim.. Nasıl olur da, her zaman,
her koşulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun... 
Nasıl başarıyorsun bunu?

Her sabah kalktığımda kendi kendime Jerry bugün iki 
seçimin var: Havan ya iyi olacak, ya kötü.. derim. 
Havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda gene iki
seçimim var: Kurban olmak, ya da ders almak.

Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim.
Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde, gene iki seçimim var..
Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını 
göstermek. Ben hayatın olumlu yanlarını seçerim.

Yok yahu, diye protesto ettim. Bu kadar kolay yani?
Evet.. Kolay dedi Jerry.. Hayat seçimlerden ibarettir. 
Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda nasıl 
davranacağını seçersin. Sen insanların senin tavrından nasıl 
etkileneceklerini seçersin. Sen havanın, tavrının 
iyi ya da kötü olmasını seçersin... 
Yani sen, hayatını nasıl yaşayacağını seçersin!..

Jerry’nin sözleri beni oldukça etkiledi. Onu, uzun yıllar
görmedim. Ama, hayatımdaki talihsiz olaylara dövünmek 
yerine, seçim yapmayı tercih ettiğimde hep onu hatırladım.

Yıllar sonra, Jerry’nin başına çok tatsız bir şey geldi. Soygun
için gelen hırsızlar, paniğe kapılıp, Jerry’yi delik deşik etmişler...
Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış.
Taburcu edildiğinde, kurşunların bazıları hala vücudundaymış.

Ben onu, olaydan altı ay sonra gördüm. 
Nasılsın? diye sorduğumda, Bomba gibiyim dedi 
Bomba gibi. Olay sırasında neler hissettin Jerry dedim. 
Yerde yatarken, iki seçimim var diye düşündüm..
Ya yaşamayı seçecektim, ya ölümü.. Ben yaşamayı seçtim.

Korkmadın mı, şuurunu kaybetmedin mi !.. 
Ambülansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı.
Bana hep İyileşeceksin merak etme dediler.
Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızla 
sürerlerken, doktorların ve hemşirelerin yüzündeki 
ifadeyi görünce ilk defa korktum.Bu gözler
bana; Bana adam ölmüş diyordu. Bir şeyler yapmazsam,
biraz sonra ölü bir adam olacaktım gerçekten..

Ne yaptın? diye merakla sordum.. 
Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak 
herhangi bir şeye alerjim olup olmadığını sordu..
Evet diye yanıt verdim.. Var.. Doktorlar ve hemşireler 
merakla sustular.. Derin bir nefes alarak kendimi 
toparladım ve bağırdım: Benim kurşunlara alerjim var !..

Doktorlar ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım..
Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin.
Otopsi yapar gibi değil.. 

Jerry, sadece doktorların büyük ustalıkları 
sayesinde değil, kendi olumlu tavrının büyük 
katkısı ile yaşadı. Yaşaması bana yeni ders oldu.

Hergün, hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şansımız
ve hakkımız olduğunu ondan öğrendim..
Ve her şeyin kendi seçimimize bağlı olduğunu..


Bu yazıyı okudunuz. Şimdi iki seçiminiz var:

1. Unutup gitmek. 
2. Kesip saklamak, 
fotokopisini çıkarıp, dostlarınıza dağıtmak.. 

Ben, ikincisini seçip bunu sizlerle paylaşmayı tercih ettim.

Francie Baltazar-Schartz

KEDERLİ KIZ ARİANE...

Ariane, kıyılarında dalgaların kudurduğu, Naksos 
adasında yaşıyordu... Aşktan nasibini alamamış kederli 
kız Ariane, sevgilisi Theseus tarafından terkedilmişti. 

Bu acıyla ağlayıp sızlıyor, Theseus'a beddualar ediyordu. 
Bazen kıyıda kumlar üzerine uzanıyor, kumları gözyaşları 
ile ıslatıyordu. Bazen de denize hakim yüksek bir kayaya 
çıkıyor ve Theseus'u götüren mavi geminin uzaklarda 
kayboluşunu tahayyül ederek, ayrılık gününü içi 
yanarak anıyor ve bağırıyordu:

-"Theseus! Duygusuz, taş gibi bir yüreğin var! Seni 
hangi dişi aslan dünyaya getirdi? Senin yanında ne kadar 
mesuttum. Her şeye boyun eğen bir köle gibi sana hizmet 
etmedim mi? Senin yorgun ayaklarını yıkayan ben değil 
miydim? Yatağının üzerine erguvan renkli örtüyü kim 
yayıyordu? Beni bu ıssız adada bırakıp gideceğine, babamın
evine götürseydin. Bundan sonra ben ne yapabilirim? Benim 
kederimi kim dağıtacak, bana kim ümit ve teselli getirecek?
Kıyılarında azgın dalgaların gürültüler çıkararak parçalandığı
bu adada ben nasıl yaşayabilirim? Derin ve korkunç deniz 
beni babamdan ve tanıdıklarımdan ayırıyor. Hayatımın 
ilk baharında, bu kayalık, ıssız adada terkedilmiş 
bir halde ölecek miyim?"

Bir gün, gönlünde sayısız kederlerin dolup taştığı güzel 
saçlı bakire, bitkin bir halde kıyıya uzanmış ve kendinden 
geçmişti. İşte tam bu sırada rüzgarda uçuşan sarı saçları 
ile esrarengiz bir delikanlı, Naksos adasına çıktı. 

Karaya ayağını basar basmaz, bu ıssız adanın güzel kızı
genç Ariane'i uykunun kolları arasında gördü.

Esrarengiz delikanlı, sonsuzluğun ve yalnızlığın kralı idi. 
Uzay'ın uzanıp giden boş sesizliğine hükmediyordu. 
Bütün bunlara rağmen yaşamdan mesut olmasını 
biliyordu. Genç kralın gönüllerden kederi kovan,
muztariplere neşe ve teselli getiren bir tabiatı vardı. 

Güzel Ariane'e baktığında kalbi heyecanla çarptı, iri gözleri 
ile onun uyuyuşunu, bu güzel manzarayı doya doya seyretti... 

Zavallı Ariane bir kayanın oyuğuna uzanmıştı. Uzun 
saçlı başını sol kolunun üstüne koymuş, sağ kolu da 
ilahi çehresinin parlak ve tatlı güzelliğini çerçeveliyordu. 

Uyandığında genç kral ona yaklaştı:
-"Güzel peri kızı", dedi. "Sen şanlı bir kralın sevgilisi 
olmayı hak etmeden evvel Theseus'un ümitsiz aşığı idin.
İlkbaharın neşesiyle canlanmadan önce kış soğuğu 
ile uzun zaman uyumuştun." Böyle söylerken Kral, 
elindeki tacı, hoşuna giden bu güzel kızın dalgalanan 
saçları üzerine koydu. Fakat bu parlak taç, Ariane'in 
alnına dokunur dokunmaz; uzadı, göklere kadar yükseldi.
Üzerinde bulunan kıymetli taşların, cevherlerin her biri, 
gökyüzünde birer yıldız oldu. Kralın Kraliçesini bulmasının 
ve birleşmelerinin hatırasını ebedi olarak saklamak için bu 
yıldızlar tacı, gökyüzünde çakılı kaldı. Artık Genç Kral'ın 
sonsuzluğu ve uzayın karanlığı yıldızlarla cümbüşlenmişti. 

Ariane'in iffeti, yalnızlığı ve kalbinin hüznü ona 
günün birinde sonsuz mutluluğu getirmişti. Bunun için 
binlerce yıldır yıldızlar onlara bakmasını bilen
mutlu insanlara göz kırparlar......

Derleyen: Serhat BAŞTAN

 

..........................................................................................................................................................................................................
 

YÜKSEL UĞURLUOĞLU 03.10.2012
Açılır Menü

Google




Konu Anlatımları

Yazılı Soruları 4-8

HTML KODLARI

DİNİ BİLGİLER





İl İl Türkiye'miz

Matematik Testler

Rüya Tabirleri





OKUL ŞARKILARI

DUYURULAR - LİNKLER
Sayın ziyaretçiler
telif hakkı olan dosyaları lütfen sitemizin ziyaretçi defterine yazınız,dosyalar en kısa sürede siteden kaldırılacaktır.
Şarkıların yasal hak sahipleri talep ettikleri halde, sitesinde bulunan kendilerine ait parçalar derhal yayından kaldırılacaktır..
Linkler
Kızılcasöğüt İlkokulu
Kızılcasöğüt Ortaokulu
Said Alpsoy - Seçimler
3.Dünya Savaşı
Ziyaretçi Defteri
Okul Şarkıları
İlginç Bilgiler
İstiklal Marşı
Saygı Duruşu & İst. Marşı
TGRT FM YAYIN ARŞİVİ

TGRT BELGESEL & TV
HZ.MUHAMMED (SAV)......
ÇİVRİL'İN HAVA DURUMU
RESİMLERİM........ BORSA

BİLGİ YARIŞMASI 1......2..
ÇOCUKLAR İÇİN EĞLENCE.
MÜZİKSİZ İLAHİLER .........
TGRT FM DİNLE
...........................................................
Bugün 513 ziyaretçi (716 klik) burdaydı !

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol