Mehdi’nin zuhuru öncesinde önce bitişik bir ülkeden Türkiye’ye saldırı olacak. Ondan sonra komşu bir ülke üzerinden Türkiye’nin bir kısmı işgal edilecek. ABD’nin bu duruma müdahale etmesiyle üçüncü dünya savaşı çıkacaktır.
Abdullah Dağistani'ye göre bitişik bir ülkenin Türkiye'ye saldırmasının ardından, komşu bir ülke Türkiye'ye saldırıp bir kısmını işgal edecektir.
Nazım Kıbrısi de Şeyh Abdullah Dağistani’nin öğrencisi olarak üstadından nakillerde bulunmuştur:
Melhame-i Kübra'da Amik ovasında İslam askeri üç bölük olur; bir bölüğü döner kaçar, ikinci bölük şehid olur. Üçüncü bölük sebat eder. Cenabı Hakk’ın yardımı yetişir ve İslam ordusu Rus ordularının hepsini süpürür geçer.
Ardından savaş korkunç bir dünya savaşına dönüşür. Savaş dünyanın tamamına yayılır. İnsanların çoğu ölür. Büyük bir felaket olacaktır. Mesela 7 milyar dünya nüfusunun 6 milyarı ölüp yok olacaktır.
Dünyayı saran savaş ise üç ay sürer, savaşın sonuna doğru Mehdi a.s. gelir. Bu arada İstanbul işgal edilir. Müslümanlar İstanbul'u fethederler (işgalden kurtarırlar).
Bu fetih sırasında Deccal çıkar. Müslümanlar Şam'a, Mekke, Medine'ye göçüp buralarda toplanırlar. Deccal 1 sene 7 ayda bütün dünyayı dolaşacak, insanları kendine taptırmak için uğraşacaktır. Dolaşması tamamlandığında İsa As. nüzul eder ve Deccal'i öldürür. İsa As. Mehdi As'a tabi olur.
Mehdi As. 7 sene, İsa As. ise 40 sene dünyaya hükmederler. İslam bütün dünyaya hakim olur. İkinci bir Asr-ı Saadet dönemi olacaktır.”
Onyedinci Hilal sitesi Şeyh Abdullah Dağistani’yi şöyle yorumlamaktalar:
Türkiye Rus-Ermeni ittifakıyla işgal edilecek. Ankara’ya kadar bu işgal gelecektir. Savaşın üçüncü ayında Türk Ordusu Rusları yenecektir. Demek ki savaşın başında Türkiye yenilip epey toprak kaybedecek, ama sonra toparlanıp işgalci güçleri tamamen imha edecektir.
Ermeni milleti millet olmaktan çıkıp yaptığı katliam ve tecavüzü kasabaya dönerek ödeyecektir. Mustafa Necati Özfatura’nın Türkiye gazetesindeki eski yazılarına göre: Ermenilerin Kafkasyadaki sayıları birkaç binlere inecektir.
Bu savaşın başında taraflar; önce Türkler ve saldırgan Rus-Ermeni cephesidir. Savaşın daha sonraki aşamalarında Türklerin öncülüğünde İslam Alemi ile Batı arasındadır. Bütün bu tertiplerin en önemli yılı 2016 yılıdır” demektedirler.
Abdullah Gürbüz Baba’ya göre:
İsrail Suriye'yi almadıkça Mehdi çıkmayacak. İsrail Suriye’ye vuracak. Suriyeliler Türkiye'ye kaçacak. Savaşta İsrail Medineyi bombalayacak. Filistin ve Lübnanda çok kayıp verilecek. Türkiye'yi de vuracaklar. Daha sonra İsrail Hatay’dan vuracak. Amik ovası kan gölüne dönecek. Türkiye'den insanlar “biz de Yahudiyi ülkemizden çıkaralım" deyip orada toplanacaklar.
Bu sırada Yunan Türkiye'nin batısını vuracak. Amik ovasındaki Türklerin bir kısmı geri dönecekler. Bir kısmı ise orada kalıp Yahudileri yok etmek için savaşacaklar.
Türkler bu savaşın başında yenilecekler. Afganistan ve Türki devletlerden askerler gelip Mehdiye yardım edecekler. İstanbul bu savaşta işgal edildiği için İstanbul Mehdi tarafından anlaşma yoluyla yeniden geri alınacak.”
Abdullah Gürbüz Baba’ya göre Amik ovasında Türkiye ile savaşacak olan düşman Yahudilerdir. Ancak bunlar İsrail mi, yoksa ABD yada BM görüntüsündeki yahudi kuvvetleri mi göreceğiz.
Ahmet Hulusi’nin anlatımına göre Beykozlu Osman Akfırat Efendi:
Türkiyede idare bozulacak ve zorlu bir ameliyattan sonra yeniden yapılanma olacak. Savaştan önce Türkiye'nin başında müslüman insanlar başta olacak.
Yunanistan'la bir savaş olacak. O savaşta Yunanistan haksız olduğu için savaşın sonu Yunanistan için hüsran olacak. Batı Trakya ve Ege adaları Türkiye'nin eline geçecek.
Bunun üzerine Avrupa Türkiye'yi dışlayacak ve atacak. Avrupa bizi dışladı diye önce çok üzülecekler. Ama savaş başladığında bunun büyük bir nimet olduğu anlaşılacak.
Üçüncü dünya savaşı çıkınca Rusya Avrupa'nın üzerine yürüyecek. Avrupa'da taş üstüne taş bırakmayacaklar. Amerika Rusya karşısında aciz kalacak.
Üçüncü Dünya savaşına Türkiye girmiş sayılmayacak. Zira Üçüncü Dünya savaşından az önce Türkiye hem Avrupa’dan dışlanmış, hem de NATO’dan çekilmiş olacak.
Muhyiddin-i Arabiye göre o savaşta İstanbul 6 ay süreyle Ruslar tarafından işgal edilecek. Bu sürenin sonunda İstanbul’u terk edecekler.”
Türkiye'nin geleceği nasıl şekillenecek?
Maalesef kâhinler, Türk İmparatorluğu'nun 11'inci Prensi'nden sonra Türk devleti yok kabul etmiş. Türkiye ile ilgili kehanetler burada bitiyor. Bu sonuç, çok ciddiye alınmalı.
Gelelim kehanete göre, diğer olacaklara veya Altındal'ın deyimiyle,
"öngörü"lere:
* İstanbul'un camileri ve Ayasofya üzerinde haçlar dikilecektir. Bu haçlar, saplanacağı yere silahlı ellerle saplanacaktır. Bu muhteşem şehrin yıkımı gelecektir.
* Yıkım adaletsizliklerin en kötülerinin gerçekleştiği bir dönemin ardından olacaktır. Tüm Doğu ülkeleri de Hıristiyanlarca fethedilecektir. Böylece, ölü yaşayan, soyulmuş ve felç olmuş bir yönetim sona erecektir.
Tesadüf o ki...
* Önce, Müslüman şeriatı artacaktır. Eğer yedinci seneye kadar kaldırılmazsa, on ikinci seneye kadar buranın hâkimi olacaktır. Sonra, Hıristiyan silahlarıyla bir tutsaklık dönemi gelecektir.
* Türklerin başına geçecek 11. devlet adamı, ülkenin bekasını belirleyecektir. Tesadüf o ki, yakında 11. cumhurbaşkanımızı seçeceğiz. “
Abdullah GÜL Türkiyenin 11. Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Onikinci seneye kadar ibaresini 3 kasım 2002 seçimlerine göre alırsak 2014 yılı çıkmaktadır. Demek ki Abdullah GÜL döneminde ülkenin bekası belirlenecektir.
Bu kitaptaki kahine göre:
11. prensten sonra Türk devleti yok kabul edilmiş. Önce müslümanlık şeriatı artacak. 12. seneden sonra hristiyan silahlarıyla bir tutsaklık dönemi gelecek. İstanbul hristiyanlarca ele geçirilecek. Tüm doğu ülkeleri de Hristiyanlarca ele geçirilecektir.
İstanbul 6 ay işgal görecek, sonra Mehdi tarafından kurtarılacaktır.
Üçüncü dünya savaşının başlamasına Türkiyede bir hareket neden olacak.
Nasıl bir hareket olacak bilemiyoruz. Bu arada Osman Akfırat Efendi’nin bildirdiği “Türkiyenin büyük savaştan önce Avrupa’dan dışlanması ve sonra NATO’dan çekilmemizi” nasıl değerlendirmeliyiz. Nazım Kıbrısi’nin ifadeleri bunu bir nebze açıklar görünmektedir. Acaba savaş başlamadan önce Türkiyenin içinde ne tür bir hareket olacak ?
Aşağıdaki alıntılar Nazım Kıbrısiye aittir.
Şam hudûdu açılır ve hudut kalmaz. Sonra üç ay içinde büyük muharebe çıktığında Mehdi a.s.’ın çıkmasına üç ay var demektir. ("Şam hududu açılır" ibaresini Abdullah Gürbüz Baba'nın "İsrail' Suriye'ye saldırır ve Suriyeliler Türkiye'ye kaçar" ibaresi arasında ilgi kurabiliriz.)
İslâm askeri üç bölük olur; bir bölüğü döner kaçar, ikinci bölük şehid olur, üçüncü bölük sebat eder. Cenâb-ı Hakk’ın yardımı yetişir ve Rus ordularının hepsini süpürür geçer. Ta İstanbul’a kadar yollar açılır.”
“O büyük harbin sebebi Türkiye olacaktır. Türkiye’deki hareket büyük harbe dönüşecektir. "
“Melhame’i Kübra Beni Asfar (Rus) kabilesinin Türk kavmine saldırmasıyla başlar. Adına ‘Büyük Budama’ denilen öyle büyük bir savaş olur ki, dünya doğu ve batı olmak üzere iki cepheye ayrılır. Nitekim doğu’nun batı’ya karşı yapacak olduğu bu savaşta insanların yedide altısı telef olur. Üç ile yedi ay kadar sürecek olan bu müthiş ve görülmemiş savaşta Beni Asfar kabilesi Amik ovasında tamamen imha edilir. “
“Türk ordusu Irak'a girdiği vakit, Ruslar kuzey'den gelecekler. Şam'dan da Amik ovasına Ruslara karşı savaşacak bir güç gelecek diye. Bu ordu üç bölümden olacak: Birinci birlik kaçacak çünkü savaşmaya halleri yok. İkinci birlik savaşacak ve şehit düşecek. Sonra üçüncü birlik çıkacak yola. Allah'dan manevi destek yetişecek ve bu birlik Rus ordusunu darmadağın edecek. Türkiye'ye yollar açılacak. Ruslar bu bölgeden düşecekler.
O sırada Alman'lar Avrupa'dan Rusya'ya ve Japon'lar Asya'dan Çin'e saldıracak… Ve yine bir hadis der ki „El-Melhametü'l-kübrâ" (büyük savaş) ve Konstantinopl'in ikinci fethi 6 ay içinde olacak diye. Yedinci ayda Deccal çıkar.“
Bu hadis-i şerifi Nazım Kıbrısi sohbetlerinde nakletmiştir:
“Bir Selim gelir emaneti alır ve en son bir Selim daha gelir, emaneti verir. Biri gelir bu saltanatı yıkar. Böylece Cebabire devri girmiş olur. Sultan geri döner ve hak yerini bulur. Dağılmış olan ümmetim yeniden hilafet sancağı altında toplanırlar.
Sonra üç tekbir sesi duyulur ve benim temiz soyumdan Muhammed’ul Mehdi aleyhisselam zuhur eder ve bu savaşı durdurup Garbi Roma ile Şarki Roma’yı (Vatikan ve Istanbul) fetheder.
Akabinde derhal Konya’ya gelir ve orada ihtişam ve tazim içinde benim kutsal emanetlerimden mübarek kılıcımı son Selim olan Osmanlı padişahı 4. Sultan Selim Han tarafından bizzat tören ile, teslim alıp beline kuşanır.”
Muhyiddin-i Arabiye göre:
“Rum, doğuyu ve batıyı birleştirerek mülkü ele geçirir. Böyle olunca da, Zemzem’le Safâ arasından büyük ‘Mim’ (Mehdi) zuhûr eder ve lâtif olan ‘Ğayın’da kâim olup, kendisine biat edilir. Sonra kullara vaadedilen gelir ve zulüm ve kötülükle dolduktan sonra yeryüzüne tekrar adâlet yerleşir. ‘Son’un zuhûruyla ilk ‘Mim’in (Muhammed SAV) hükmü yeniden doğar ve onunla yeryüzü yeniden canlanır.” “Muhyiddin-i Arabi Şeceretü'n-Numaniye sonu”
Niyazi-i Mısri:
Osmanlı Devleti hakikat ehlinin ittifakı ile Mehdî’nin zamanında sona erecektir. Nasıl ki İsâ aleyhisselâmın hilafeti, umumi hilafetin sonu ise, Mehdî’nin hilafeti de hususi ve Muhammedi hilafetin sonudur. “Niyazi-i Mısri Divanından”
Osmanlı Devleti Mehdi’nin zamanında sona erecektir. Osmanlı Devletinin mirasçısı Türkiye’dir. Mehdi zamanında Türkiye Mehdi’nin kuracağı Türkiye merkezli Büyük Dünya Devletine dönüşecektir.
Başka bir yoruma göre İstanbul’un işgal altına girmesiyle burada tahminen Bizans ihya edilecektir. Nostradamus’un dörtlüklerinde Bizans tabiri geçmektedir. Bizans devleti 6 ay sürecektir. İstanbul Mehdi tarafından savaşsız geri alınacaktır.
Diğer bir yorum olarak Nazım Kıbrısi’nin hadis olarak naklettiğine göre: Son Osmanlı padişahı olan 4. Selim zamanında kutsal emanetleri Mehdiye teslim edecek olması bir yerde hilafet ile beraber devletin de Mehdiye geçeğini ifade ediyor.
Çelişki gibi görünen bu durumun nasıl meydana geleceğini zaman gösterecektir. Türkiyenin 3. dünya savaşı süreci içinde geçici olarak üç parçaya ayrılacak olması bu durumun bir açıklaması olabilir. İstanbul’da yeniden Osmanlı hanedanından birisi başa geçirilmiş olabilir.
Üçüncü dünya savaşı: Türkiye'nin Kuzey Irak’a girmesi üzerine Rusya'nın Türkiye'ye saldırmasıyla başlayacak. Türkiye'nin kuzey doğusundan girip ülkenin bir kısmını işgal ederek Amik ovasına inecek. İstanbul'u da işgal edecek.
Diğer taraftan Ruslar Avrupa'yı perişan edecek. Avrupa'da taş üstüne taş kalmayacak. Amerika Ruslar karşısında aciz kalacak. Ancak savaş daha sonra Rusların aleyhine dönecek.
Avrupa'da Almanlar Rusların üzerine, Asya'da Japonlar Çin’in üzerine yürüyecek. Muhyiddin-i Arabiye göre Japonlar Ural dağlarına kadar gelecekler. Bediüzzamana göre de: Ruslar Doğu Anadolu’da Türk ordusunca teslim alınacak. Rusya İslam Birliğine kılıç çekemeyecek. Rusya küçülerek İslam Birliğine tabi hale gelecek.
İsveçli bir kahin olan Anton Johansson (1858 - 1909)
Rusyanın Avrupayı istila edeceğini de haber vermiştir.
- İran ve Türkiye Rus orduları tarafından işgal edilecek.
- Ruslar Balkanları işgal edecek.
- İtalya’da büyük bir yıkım olacak.
- Kızıl fırtına Macaristan, Avusturya, kuzey İtalya ve İsviçre yoluyla Fransa’ya yaklaşacak.
- Almanya doğudan saldırıya uğrayacak.
- Rusya ABD üzerine büyük bir saldırı başlatacak. Bu yüzden ABD güçlerinin Avrupa'ya yardım etmesi engellenecek.
Hadis-i şerif’e göre Melhame-i Kübra:
Hadiste diyor ki "Yakında siz Rumlar'la emin bir sulh yapacaksınız. Sonra siz gaza edeceksiniz. Onlar da gerinizde sizin gaza ettiğinize düşman olacaklar. O harpten muzaffer çıkacak ve ganimet alacaksınız.
Sonra yeşil bir ovaya konacaksınız. Orada bir Rum neferi salibini kaldıracak ve diyecek ki: "Haç galip geldi." Ona müslümanlardan birisi karşı koyup, kendisini öldürecek. Bunun üzerine Rumlar muahedeyi bozacak ve gadredecekler. Büyük muharebeler olacak. Sizin için toplanacak ve 80 sancak halinde üstünüze gelecekler. Her bir sancak altında 12 000 kişi olarak."
Bu hadise göre: Müslümanlar bir savaş öncesi Rumlarla ortak bir düşmana karşı bir güvenlik anlaşması yapacaklar. Rumlar da müslümanların gaza ettiği bir düşmana düşman olacaklar. Rumlar müslümanlara geriden destek verecekler. Müslümanlar o savaşta muzaffer olacaklar.
Sonra islam ordusu yeşil bir ovaya, Amik ovasına konuşlanacak. Orada Rum neferinin haçını kaldırması Rumların da oraya konuşlandığını gösteriyor. Burada aklımıza “Rumlar A’mak ve Dabık’a inecekler “ hadisi gelmekte… Onlar güya bize yardım maksadıyla Amik ve Dabık bölgesine ordularını indirecekler.
Savaşı müslümanlar kazandığı halde bir rum askeri haçı kaldırıp, haç galip geldi diyecek. Müslümanların zaferini çalmaya çalışacaklar. Müslümanlardan birisi o Rum askerini öldürecek. Bunun üzerine Rumlar anlaşmayı bozacaklar. Başka hadislerde bir çocuk doğum süresi içinde yani 9 ay sonra müslümanlara saldırıp gadirlik-haksızlık yapacaklar. Rumlar 9 ay savaş savaş hazırlığı yapıp, bir milyona yakın bir ordu ile müslümanlara saldıracaklar.
Mustafa Necati Özfatura 1980’lerde Türkiye Gazetesindeki yazılarında Amerikanın Toros dağları eteklerinde 1 milyon kişilik ordusu ile yenileceğini, ölülerini burada bırakıp geri çekileceğini yazmıştır.
Buna göre hadisteki müslümana ilk saldıran düşmanın Rusya olması, daha sonra anlaşmayı bozup Türkiyeyi ele geçirmeye çalışmak için saldırıp sonra yenilecek düşmanın da Amerika olması müskündür. Dost ve müttefik görünüp sonra ihanet edecekler. Hadisin nasıl gerçekleşeceğini zaman tefsir edecektir.
Bununla ilgili olarak internette Ulukışla savunması olarak yayınlanan makale Mustafa Necati Özfatura’nın ifadelerini teyid etmektedir.
Ulukışla Savunması:
“Ulukışla bu yüzyılın savunmasını yapar. Stratejik bir yerdir. Askerde iken bir uzman çavuş söyle bir söz nakletmişti. "Bir zaman gelecek Türkiye işgal olacak, onları Ulukışla da durduracağız." Bu sözü bir evliyaullah söylemiş dedi.
Askeriye bu sözü işitmiş ve Türkiye işgal olursa nasıl işgal edilir sorusunu sormuş ? Ve neden Ulukışla sorusuna cevap aramışlar.
Bakmışlar ki stratejik öneme sahip, tam da Bor ilçesinin hemen önü… Bunun üzerine Ulukışla'daki tabur seviyesindeki birlik tugay seviyesine çıkartılmış. Askeriye burada bir açık tespit etmiş ve gereğini yapmış.
Ulukışla bu yüzyılın savunma savaşını yapar. Benim şahsi görüşüm. 2016 yılına kadar burda büyük bir savunma olur. ABD savaşa işin neresinde katılır bilemem. Fakat 2016 yılında ABD kesinlikle Ulukışla’da olacaktır diye düşünüyorum. Burada savaş kilitlenecektir.”
Bu arada hangi Amerika konusunda bir açıklama gereği ortaya çıkıyor. Bediüzzaman'a göre "Yeni Dünya" tabir ettiği bir devlet, İsa’nın hakiki dinine sarılarak İslama tabi olacaktır.
Bu konuda Nazım Kıbrısi’nin ifadeleri şöyledir: “Evliyaların istediği Amerika’nın islam olmasıdır. Onun gayreti ile beraber İslam ayağa kalkacaktır. Ve Amerika tarafından islam kabul edilecektir. Amerika islam olacaktır.
Büyük evliya Muhiddin ibni Arabi hazretleri; „Kıyamet gelmeden önce bütün İngilizler müslüman olacaktır“ diye haber vermistir. Amerika da aynıdır. Kılıçları İslam’a karşı olan milletlere çevrilecektir.”
Ancak bu durum Batının çökmesinden sonra meydana gelecektir.
Deccalin zuhur etmesinden sonra Kudüste muhasara altında kalan Mehdiye ve müslümanlara İsa’nın inerek destek vermesi ve Deccalı öldürmesi ile ifade edilen İsa'nın inişini İslama tabi olmuş İseviler olarak düşünebiliriz. Hristiyanlık Papalığın yıkılmasıyla tasfiye olacak. Çoğu İslama gireceklerdir.
Mehdi’nin bayrağı:
Peygamberimiz (sav)'in hadisinde haber verildiğine göre, Hz. Mehdi (a.s.) önce Türk bayrağıyla Türkiye'den çıkacak, daha sonra da yeşil bayrak sahibi olan İslam ülkelerine de manen hakim olacaktır.
Hz. Mehdi (a.s.)‘ın gelişi
İslam'ın son Peygamberi Hazreti Muhammed (Aleyhis-Selam)'ın gelecekle ilgili bildirmiş olduğu haberlere göre Kendisinden sonra kıyamete kadar yaşanacak devirler şöyle sıralanmaktadır (İmam Ahmed Bin Hanbel , 4.273):
1) Hulefa-i Raşidin Devri; Dört büyük Halife'nin (Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali) ardarda geleceği devir
2) Umera Devri; Şam'da Emevilerin, Bağdat'ta Abbasilerin Emir-il Mü'minin (mü'minlerin başı) olacağı devir
3) Müluk Devri; Osmanlı Padişahlarının halifeliği devralıp müslümanları idare edecegi devir
4) Cebabire Devri; Müslümanların tek elden yönetilmeyecegi, Kur'an-ı Kerim'e riayet edilmeyen "Ahir Zaman" devri. Zulmün ve küfrün arttığı, inançsızlığın moda, müslümanlığı yaşamanın ise avuç içinde ateş tutmaktan daha zor olduğu devir.
Hazreti Mehdi ve Hazreti İsa Devri;
Mü'minlerin tekrar bir bütün haline gelip tüm dünya üzerinde adaletin ve Allah'a imanın yayılacağı devir. Peygamberimizin (a.s) neslinden olan Hz. Mehdi ve yeryüzüne geri inecek olan Hz. İsa'nın zuhuru hakkındaki rivayetler şöyledir:
Hz. Mehdi'nin zuhurundan önce, dünyayı kaplayacak olan bütün zamanların en büyük savaşı (armagedon) çıkar. Bu savaş üç ay sürer ve dünya nüfusunun büyük bir kısmı telef olur (bir habere göre, yedide altı nisbetinde). Ölecek olanlar zalimler ve kafirlerdir. Mehdi (a.s.) Medine'de zuhur eder ve üç kere "Allah-u Ekber" diye tekbir aldığında bütün ateşli silahlar durur, savaş biter. Aynı zamanda dünyada teknolojiye hayat veren enerji yok olur. Savaş durduktan sonra, Hz. Mehdi Şam ve Konya üzerinden İstanbul'a vararak Mukaddes Emanetleri teslim alır ve Deccal'ın Horasan (İran)'dan ortaya çıkmakta olduğunu ilan eder. Daha sonra, Deccal ve ordularına karşı gerçek cihadı başlatmak üzere Şam'a geri döner. Bu arada, Deccal Kudüs'e gider ve oradan tüm dünyaya küfrü yaymak üzere kırk günlük bir seyahate başlar. Kırk gün tamamlandıktan sonra Hz. İsa nüzul eder, Deccal'ı Şam yakınlarında öldürür ve Hz. Mehdi ile Şam'da buluşur. Mehdi (a.s.)'ın hükmü yedi sene sürer. Ondan sonra ise, Hz İsa bütün dünyada kırk yıl hükmeder. Bu zaman içerisinde kötü ve şeytani hiçbir şey kalmaz ve dünya adeta cennet gibi olur (Altın Çağ). Kırk yıl sonunda Hz. İsa (a.s.) Medine'de ruhunu teslim eder ve Peygamberimizin (s.a.s.) yanına defnedilir. Sonra kötüler ve şeytaniler dünya üzerinde azar azar yeniden ortaya çıkar ve on yıl boyunca çoğalırlar. Bu on yılın sonunda, mü'minler cennetten gelen rüzgarı teneffüs edip ruhlarını teslim eder ve kıyamet geriye kalan kötüler ve kafirlerin üzerine kopar. Şimdi yaşadığımız zaman, tabii ki cebabire devridir. Zulüm ve küfürle birlikte doğal afetlerin, kaza ve belaların, savaşların ve terörün çoğalması, bu dönemin de sonuna yaklaştığımızın işaretidir.
Mehdi a.s. ve Sultan 4. Selim buluşması
“Ya Resulallah, kıyamet ne vakit kopar?”, sorusuna, bir mübarek Cuma günü hutbede iken şöyle cevap vermişlerdir;
“Ey Müminler! Biliniz ki, benden sonra Hülefa’i Raşidin gelir. Sonra mülk ve saltanat devri ile birlikte Emevi’ler gelir. Sonra Abbasiler gelir Ve sonra ey Ashabım! Bir Selim gelir emaneti alır ve en son bir Selim daha gelir, emaneti verir. Eğer, kimdir bu Selim diye soracak olursanız, bilin ki adına Osmanlı İmparatorluqu denilen ve o devirde kılıcı en keskin olan Islam devletinin Padişahı, birinci Sultan Selim Han bizzat benim emrim ile Mısır’ı fethedip Abbasi’ler den emanetlerimi teslim alır. Sonra o şanlı imparatorluk 700 yıl boyunca Allah’ın dinini ve benim sancağımı üç kıtada yayar ve dalgalandırırlar. Ve yine sonra, ey ashabım! Biri gelir bu saltanatı yıkar. Böylece Cebabire devri girmiş olur ki, bu devirde küfür Islam üzerine hakim olur. Müslümanlar türlü eziyetler görürler ve horlanırlar.”, diye buyurur.
Bu üzücü ve yıkıcı haber karşısında ağlamaya başlayan ashabının yüzündeki gözyaşlarını gören Hazreti Peygamber sallalahu aleyhi ve selem mübarek baş parmağı ile şehadet parmağının arasını işaret ederek;
“Üzülmeyin, ey ashabım! Elbet bu devrin de bir sonu vardır ki, fazla sürmez. Sonunda sancak, düştüğü yerden kalkar. Allah’ın emriyle Sultan geri döner ve hak yerini bulur. Dağılmış olan ümmetim yeniden hilafet sancağı altında toplanırlar. Lakin ondan önce bir Melhame’i Kübra olur ki, bu Ben’i Asfar (Rus) kabilesinin Türk kavmine saldırmasıyla başlar. Adına ‘Büyük Budama’ denilen öyle büyük bir savaş olur ki, dünya doğu ve batı olmak üzere iki cepheye ayrılır. Nitekim doğu’nun batı’ya karşı yapacak olduğu bu savaşta insanların yedide altısı telef olur. Üç ile yedi ay kadar sürecek olan bu müthiş ve görülmemiş savaşta Ben’i Asfar kabilesi Amik ovasında tamamen imha edilir. Sonra, ey Ashabım! Üç tekbir sesi duyulur ve benim temiz soyumdan kırkıncı neslimden, öz be öz torunum olan Muhammed’ul Mehdi aleyhisselam zuhur eder ve bu savaşı durdurup Garb’i Roma ile Şark’i Roma’yı (Vatikan ve Istanbul) fetheder. Akabinde derhal Konya’ya gelir ve orada ihtişam ve tazim içinde benim kutsal emanetlerimden mübarek kılıcımı son Selim olan Osmanlı padışahı 4. Sultan Selim Han tarafından bizzat tören ile, teslim alıp beline kuşanır.”, buyurur ve ‘Allah’u Ekber! Allah’u Ekber! Allah’u Ekber!’ tekbir’leriyle hutbesini tamamlar. Dolayısıyla, bunun gibi daha birçok Hadis’ler mevcud’dur ki Riyaz’us Salihin’de yazmaktadır.
Mehdî aleyhisselâmın çıkışı nasıl olacak?
Vaktin sahibine vakit yakın geldi, Mehdî a.s.’ın yetişmesine az kaldı; birisi Türkiye meselesidir, bir hükümet gelecek üç ay komünist rus tertibi olacaktır, lâkin bütün Türkiye değil, ahali de ordu da ikiye ayrılacaktır. Şam hudûdu açılır ve hudut kalmaz. Sonra üç ay içinde büyük muharebe çıktığında Mehdi a.s.’ın çıkmasına üç ay var demektir. Komünistlik öldü ama komünistler hâlâ duruyor. Onların iflâhı kesilecek ve bitecektir. O temizlik olacaktır.
İskenderun Amuk Ovasında büyük muharebe olur. Eskiden Amuk Ovası bataklık içerisinde bir yermiş, Türkler sancağa girdikten sonra Allah’ın hikmetiyle kanallar açtılar ve bataklık kurudu. Komünist ordularıyla İslâm askeri orada karşılaşacak deniyor. İslâm askeri üç bölük olur; bir bölüğü döner kaçar, ikinci bölük şehid olur. Üçüncü bölük sebat eder ve Cenâb-ı Hakk’ın nusreti yetişir ve sol komünist ordularının hepsini süpürür geçer. Cenâb-ı Hakk onlara ilahi nusretini göndedir, ta İstanbul’a kadar açılır. Büyük Şeyh Efendi Hz.’leri, gayb Alman kuvveti çıkacak dedi, gayb Almanın kuvveti bir taraftan Rusun üstüne yürür. Japon ise Çinin üstüne yürür. O vakit Mehdî a.s.’a tekbir alsın diye emir verilir. Onun şimdiki makâmı Hicazdadır. Bir mağara içerisinden bir su akar, gece baktığında yıldızlar gibi nur geçer. İçerisine yaklaşmaya izin yoktur cin tayfası muhafaza ettiğinden etrafına girilmez. Dokunan taş kesilir. Etrafta taş kesilmiş çok insan sûretleri vardır.
Orada tekbir alındığında; ilk tekbirde teknoloji diye bir şey kalmaz. Kuvvet membaanı bitirdi mi biter. O da bir kutup elindedir, şalteri şrak diye aşağı döndürdü mü hiçbir alet edevat işlemez, makine devri diye birşey kalmaz. Hz.Mehdî a.s. bu makina devrini yani teknoloji denilen insanlığı yıldıran ve kendisine taptıran sahte ilâhı yıkacaktır. O birinci tekbirde gider; İkinci tekbiri ne radyo ne de televizyona gerek kalmadan magripten maşrıka bütün dünya işitecektir, Allâhuekber! bütün müminlere hakiki îman nuru ve aslandaki gibi şecaat giydirilecek; Üçüncü tekbirde Şama ayak basılır, kâfirlerin kalplerine korku sarılır. Kâfirler kurtulmak, başlarının çaresine bakmak için paniğe düşerler. Şamdan Humus, Trablusgarp, Konya, Bursa, İstanbul, Halep, Hama olarak yedi konakta namaz kılar ve biat alır. Yedinci konakta İstanbul’a konduğunda Sancağı şerîfi ve mukaddes emânetlerin hepsini alır. O emânetlerin pörsümüş hali gidecek ve Efendimiz s.a.v.’in zamanında nasılsa aynen öyle olacaktır. Bu kerâmettir. Hz. Mehdî a.s. kerâmetle yürür. İstanbul’da biat verir gökyüzünden bir sedâ gelirki;
“Ey insanlar,ey müminler,Allah’ın düşmanı müslümanların düşmanı hüruc etmiştir. Onun şerrinden kendini korumak isteyenler Şam’a gelsin”
Mekke,Medîne ve Kudüs de dahildir. Îsa peygamber gelinceye kadar Şam’da mahsur kalırlar. Cenâb-ı Hakk, Îsa a.s.’ı gönderdiğinde, Îsa Peygamber gökyüzünden sabah namazında iner. Hz. Mehdi a.s.,namaz için mihrâba girer ama heybetli Îsa Peygamberin geldiğini görünce mihrabtan geri çekilir ve mihrâbı işaret edip Îsa Peygamberi davet eder. İsa Peygamber;
---kimin için ikamet edildiyse o imamdır
---ikamet sizin için edildi. Efendimiz s.a.v. hadiste bildirmiştir; “ Ey benim ümmetlerim, Meryem oğlu Îsa gökyüzünden indirildiği gün size ne kadar ferahlık ve müjde olacaktır. O günkü imamınız sizdendir” ben indiğimde imam sizdiniz, imamlık sizin için edilmiştir
Bunun üzerine Îsa Peygamber, ümmeti Muhammedîden olduğunu tahakkuk etmek için, Hz. Mehdî a.s.’ın arkasında durur ve namaz kılar.
Deccal çıkışı
Mehdi a.s. çıktıktan hemen 40 gün sonrada Deccal çıkar. Deccalin yeryüzünde 40 hükmü var. Arkasından Îsa peygamber iner, Deccali öldürür ve Deccalle beraber bütün yahudileride öldürür. Yahudiler tükendiği vakitte bütün dünya rahattır. Îsa peygamber dünyada 40 sene İslâm şeriatıyla hükmedecek, yâni uyduruk kanunlarla değil, Allah’ın kanunuyla emredecektir. Onu kabul edenler yaşayacak, kabul etmeyenler ölüp gidecektir.
HZ. Isa (a.s.) ile Deccal
Ahir zaman Peygamberi; “Dünyanın hakimiyeti kafirlerin elinde olacak” Diye haber verdi, bildirdi. Deccal gelecek tüm kafirleri elinde toplayacak. İsa a.s. gelince Deccal ile kılıç dövüşü yapacaktır. İnanacaksın! İnanmazsan imansız atarlar seni.
41 dir 1
Sâhibuzzaman Mehdî a.s. zamanında bütün tarîkatlar durur, toplanır ve Nakşibendilerin izinden yürümeye başlar. Allah o günlere yetiştirsin. Beklenen gelir demişler.
MELHAME-İ KÜBRA ( BÜYÜK SAVAŞ )
DECCALİYET VE MEHDİYET - MELHAME-İ KÜBRADAKİ TARAFLARIN SAVAŞ MERKEZLERİ - HADİSLERİN IŞIĞINDA AHİRZAMANDA GELECEK OLAN DÖRT BÜYÜK ŞAHIS - Soy Silsilesinden Olan ve Deccal ve Deccaliyet - Soy Silsilesinden Olan ve “Halîfelik Tılsımı”nı Elinde Bulunduran “Sîn” Kimdir ?
MELHAME-İ KÜBRA ( BÜYÜK SAVAŞ )
DECCALİYET VE MEHDİYET
Benî Asfar'ın gadri" diye Antakya'daki "Melhame-i Kübra" (Büyük Savaş), onların gadriyle alâkalı olacak. Dost görünecekler, müttefik görünecekler; ondan sonra hıyanet edecekler!..
35/13. Batı tarafından gelen bir fitne, doğu tarafından gelen bir fitne ile karşılaşınca, Şam'ın ortasında toplanın. O gün yerin altı üstünden daha hayırlıdır.
Hz. Muaz RA: 298/1. Yakında siz Rumlar'la emin bir sulh yapacaksınız. Sonra siz gaza edeceksiniz. Onlar da gerinizde sizin gaza ettiğinize düşman olacaklar. O harpten muzaffer çıkacak ve ganimet alacaksınız. Sonra yeşil bir ovaya konacaksınız. Orada bir Rum neferi salibini kaldıracak ve diyecek ki: "Haç galip geldi." Ona müslümanlardar biri karşı koyup, kendisini öldürecek. Bunun üzerine Rumlar muahedeyi bozacak ve gadredecek. Büyük muharebeler olacak. Sizin için toplanacaklar ve seksen sancak halinde üstünüze gecekler. Her bir sancak altında onbin (on iki bin) kişi olarak. (Amik Ovası'nda önlenecek olan hadise) Hz. Zu Mihmer RA
Not: Görüldüğü gibi Rumlar (Hristiyanlar) bir düşmana karşı müslümanlara yardım maksadı ile, müttefik olarak, Amik ovasına 960 000 kişilik, 80 tümenlik bir kuvvet getirdikten sonra, müslümanların o düşmana galib gelmesi üzerine anlaşmayı bozub, gadirlik yapacaklar ve müslümanlar üzerine hücum edecekler. Bu harbe Melhame-i Kübrâ deniyor ve Antakya'da Amik Ovası ve civarında cereyan edeceği anlaşılıyor. Bu harbde merkez Şam'da bulunuyor ve müslümanların başında kumandan olarak Hz. Mehdi AS bulunuyor. Ve Allah'ın inayeti ile müslümanların bu harbi de kazanacakları anlaşılıyor.
BENİ ASFAR İLE 9 YIL SULH
Amerika siyahi hükümdar zamanında yok olacak denmekte buna göre 'beni asfar ile 9 yıl sulh yapacaksınız' hadisindeki beni asfarın ABD old söyleniyor doğru mu?
Asfar: Arapçada genellikle siyaha mukabil açık renk, özellikle sarı anlamında kullanılmıştır. Ben-ul-asfer, Arapların Bizanslılara, sonra da Avrupalılara verdikleri ad. Açık renk saçları olanın oğlu anlamına gelir. Bir hadiste, Arapların Ben-ül-asfer'e karşı savaşından ve onların başkenti Konstantiniye'nin ele geçirilmesinden söz edilir. Rum hükümdarlarına da mulûk-i ben-ül-asfer denilirdi. Sonraları, İspanya Müslümanları bütün Avrupalılara Ben-ül-asfer adını vermişlerdir. İspanya hakkında yazılmış bir kitap da Tarih-ül-Sujr (ispanya Tarihi) adını taşımaktadır. Bu deyimin, kelime anlamıyle, önce Flavius sülâlesi için kullanıldığı, sonraları bütün Avrupalıları içine aldığı sanılmaktadır.
MELHAME-İ KÜBRADAKİ TARAFLARIN SAVAŞ MERKEZLERİ
Müslümanların Melhamede merkezleri Şam,
Deccalde merkezleri Kudüs,
Ye´cüc Me´cüc vak´asında merkezleri Tur-u Sina'dır.
Benî Esfer´le (Rumlar´la) aranızdaki sulh. Öyle ki, kadının hamileliği süresi gibi, dokuz ay toplanırlar, sonra size gadirlik yaparlar. Medine'nin fethi.
Denildi ki: "--Hangi Medine?"
Buyurdu ki: "--Kostantıniyye"
Not: Görüldüğü gibi Rumlar (Hristiyanlar) bir düşmana karşı müslümanlara yardım maksadı ile, müttefik olarak, Amik ovasına 960 000 kişilik, 80 tümenlik bir kuvvet getirdikten sonra, müslümanların o düşmana galib gelmesi üzerine anlaşmayı bozup, gadirlik yapacaklar ve müslümanlar üzerine hücum edecekler.
Bu harbe Melhame-i Kübrâ deniyor ve Antakya´da Amik Ovası ve civarında cereyan edeceği anlaşılıyor. Bu harbde merkez Şam´da bulunuyor ve müslümanların başında kumandan olarak Hz Mehdi AS bulunuyor.Ve Allah´ın inayeti ile müslümanların bu harbi de kazanacakları anlaşılıyor.
Allah müminlerin (ordusu)na İstanbul ve Romayı tesbih ve tekbir sesleri ile fethini nasin etmedikçe kıyamet kopmayacaktır ( Amr. b Avf)
Hadislerde 3. Dünya savaşı
İmam-ı Ali, Ebu Hureyre ve İbn-i Abbas’ın (R.A.) rivayet ettiği bir hadîste şöyle varid olmuştur:
“Ahirzaman’ın harbi cihan harbidir. Çok kimselerin öldürüldüğü iki büyük harbden sonra bir üçüncüsü daha olacak.
Bir rivayette Ebu Hureyre vefat edeceğini hissettiği vakitte ilmi ketmetmiş olmaktan korkarak etrafındakilere şöyle dedi:
Hicretten bin dört yüz (1400) sene sonraki akidlerden iki veya üç akid say (1420-1430 / 2000-2010). O vakit Mehdî-i Emin çıkar ve bütün dünya ile harb eder. Dalalete düşenler (Mağdub =hristiyanlar) ve Allah’ın gadabına uğramış olanlar(Dallin=yahudiler) ve münafıklar , İsra ve Mi’raç beldesi olan Kudüs’teki “Meciddun Dağları”nda onun için toplanırlar .
MEHDİLER ve MEHDİYET
HADİSLERİN IŞIĞINDA AHİRZAMANDA GELECEK OLAN
DÖRT BÜYÜK ŞAHIS
− Buhari ve Müslim, Ömer ibn-il Hattab ve Huzeyfe’den ve yine İmam Ahmed ve Müslim, Ebu Zeyd bin Amr bin Ahtab El- Ensarî’den şöyle rivayet etmiştir:
“Resul-i Ekrem (A.S.M.) bir gün sabah namazını kıldı, sonra minbere çıkıp öğle namazı vaktine kadar bize hitab etti. Sonra minberden indi ve öğle namazını kıldı. Sonra minbere çıkıp ikindi namazı vaktine kadar bize hitab etti. Sonra indi ve ikindi namazını kıldı. Sonra yine minbere çıkıp güneş batıncaya kadar bize hitab etti. Bu hutbelerinde bütün olmuş ve bundan sonra olacak olan hâdiseleri haber verdi, onları bize öğretti ve ezberletti.”
(Buhari, Müslim)
− Hz. Huzeyfe bin El-Yeman (R.A.) şöyle demiştir:
“Allah’a kasem ederim ki, bilmiyorum acaba Peygamberin sahabelerine bu hadîsler unutturuldu mu, yoksa unuttular mı? Allah’a kasem ederim Resul-i Ekrem (A.S.M.) dünyanın sonuna kadar gelecek olan fitneleri ve o fitneleri çıkaran reisleri tâ üç yüzden daha fazla kimseleri bize isimleriyle, babalarının isimleriyle ve kabilelerinin isimleriyle haber verdi”.(Ebu Davud)
Ahirzaman ile ilgili bütün sahih hadisler bir araya getirilerek tedkik edildiğinde görülmektedir ki, ahirzamanda deccal ve onun tabileri amansız bir şekilde İslam dini ve müslümanlar üzerine saldırmaktadırlar. İşte bunlara karşı mücadele eden müslümanların başında yine hadislerin ifadesine göre dört önemli kişi göze çarpmaktadır. Bu kişilerin önemi bizzat Rasul-i Ekrem (ASM) tarafından tarif edilmiş olmalarındandır.
Bu mübarek zatlar şunlardır:
1. Hz. Mehdi (ra)’a zemin hazırlayacak olan Temim’den Şuayb bin Salih yada Haris bin Harras isminde bir zat,
2. Haşimi oğullarından birinci zatın yardımcısı olan ve yine Mehdiden evvel çıkacak olan bir zat,
3. Hazret-i Mehdi (ra),
4. Hazret-i İsa (AS).
Hadisler ve İslam alimlerinin beyanlarından anlaşılmaktadır ki, ilk iki zat Deccale karşı büyük mücadeleyi başlatır,
Hz. Mehdi Müslümanları birleştirerek mücadeleyi genişletir ve sonunda Hz. İsa (AS) deccali öldürerek, onun tabilerini dağıtır.
Böylece yeryüzünde Kıyametten önce ikinci bir asr-ı saadet zamanı yaşanır.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin (R.A.) “Beşinci Şua” namındaki eserinin dikkatlice okunması gerekmektedir.
İHTAR: Mehdîlik ahirzamanda bir hidayet cereyanıdır ki üç mümessili vardır. Bu üç mümessilin her birine de Mehdî denilir.
Birinci Mehdî hakaik-ı imaniyenin mehdîsidir. Birinci Mehdî’nin yapmış olduğu bu vazife, diğer iki Mehdî’nin vazifelerine nisbeten çok daha ehemmiyetlidir. Bu Mehdî’nin vazife-yi maneviyesi takriben 100 sene devam edecektir.
İkinci Mehdî ise; Alem-i İslamı zulümattan nura çıkaracak ve Alem-i İslamın ittihadını temin ederek şeair-i İslamiyeyi ve ahkam-ı Kur’aniyeyi bütün Alem-i İslamda tatbik edecek olan zattır.
Hazret-i İsa (A.S.) bu ikinci Mehdî’nin hakimiyetinin son zamanlarında nuzul edecektir.
Bu Mehdî’nin hakimiyeti ise takriben 45 senedir.
Üçüncü Mehdî ise; Hazret-i İsa (A.S.) ile birleşerek Alem-i Nasraniyeti de arkasına alarak ahkam-ı Kuraniyeyi ve şeair-i İslamiyeyi bütün dünyaya hakim edecektir. Bu zatın hakimiyeti de takriben 40 senedir.
FARSİLER
Siyah bayraklar gelip de karşınıza çıktında, Farslılar´a ikramda bulunun. Zira sizin devletiniz onlarla beraberdir.
MEHDİ 1 :
MEHDİ 2 :
Şeyhü’l-ekber -kuddise sırruh- Hazretleri, zuhûrundan yaklaşık üç asır önce, hilâfetin Osmanlılar’a bu “Sin”; yâni “Selîm” sayesinde geçeceğini îlân etmiştir.
O’nun ifâdesine göre, Osmanlı Devleti yıkılıp da insanlar bu duruma düştükten sonra; “Rum, doğuyu ve batıyı birleştirerek mülkü ele geçirir. Böyle olunca da, Zemzem’le Safâ arasından büyük ‘Mim’ zuhûr eder ve lâtif olan ‘Ğayın’da kâim olup, kendisine biat edilir. Sonra kullara vaadedilen gelir ve zulüm ve kötülükle dolduktan sonra yeryüzüne tekrar adâlet yerleşir. ‘Son’un zuhûruyla ilk ‘Mim’in hükmü yeniden doğar ve onunla yeryüzü yeniden canlanır.
Burada Mehdî’nin kıyamı hakkında verilen tarih olan hicretten 1422 yıl 3 ay 24 gün sonrası ise; hicrî 1423 tarihinin 3. ayı ve 25. günü etmektedir. Bu da miladî 2002 yılının 6 Temmuz tarihine tekabül etmektedir.
Hz. Mehdînin yoğun faaliyetini Türkler içerisinde yürüteceğini göstermektedir.
HZ. MEHDİ (A.S.) ÖNCE TÜRK BAYRAĞIYLA TÜRKİYE'DE ORTAYA ÇIKACAK; SONRA DA YEŞİL BAYRAKLARI OLAN DİĞER ÜLKELERİN MANEVİ ÖNDERLİĞİNİ ÜSTLENECEKTİR
O yılda KIRMIZI BAYRAĞIN VE SONRA YEŞİL BAYRAĞIN SAHİBİ OLAN OĞLUM'UN (HZ. MEHDİ (A.S.)'NİN) gaybeti ilan olunacaktır.
(Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 170)
Peygamberimiz (sav)'in hadisinde haber verildiğine göre, Hz. Mehdi (a.s.) önce Türk bayrağıyla Türkiye'den çıkacak, daha sonra da yeşil bayrak sahibi olan İslam ülkelerine de manen hakim olacaktır. Türk İslam Birliği'nin oluşmasına vesile olacak ve bu birliğin manevi liderliğini üstlenecektir.
Düşmanlarının ehl-i içtihad âlimlerinin mukallidleri olduğunu, Mehdînin kendi imamlarının tersine hükmettiğini gördüklerinde bundan hoşlanmayacaklarını, fakat karşı da gelemeyeceklerini söyleyen Muhyiddin Arabî, onun kılıncının ise "kardaş"ları olduğunu söyler. Bu kılınçtan korktukları için ister istemez hâkimiyetine boyun eğerler. Muhyiddin Arabî şöyle devam eder:
"Onun açık düşmanları fukahâ olacak. Elinde kılıncı, yani "kardaşları" olmasa idi katliyle fetvâ vereceklerdi. Lâkin Cenab-ı Hak, onu keremiyle ve kılınç ile tathir edecek; onlar ona itaat edeceklerdir. Çünkü halk arasında imtiyazları kalmayacak, hattâ ahkâm hususunda ilimleri de azalacak. Mehdî'nin gelişiyle âlimlerin hükümlerindeki ihtilâflar da giderilecek. Ondan hem korkacaklar, hem de bir şeyler umacaklar. Kalben ondan nefret edecekler, fakat buna rağmen ister istemez hükmünü kabul edecekler.
Hz. Saad RA: ŞU ANDA DAĞINIK OLAN TÜRK DEVLETLERİ BİRLEŞEREK HZ. MEHDİ (A.S)'YE YARDIM EDECEKLERDİR
... İbrahim bin Übeydullah bin Alâ babasının şöyle dediğini nakleder. İmam Caferi Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: Emirülmüminin aleyhisselam (Hz. Ali) kendisinden sonra Kaim'in kıyamına kadar gerçekleşecek olan olaylardan bahsetti. ...VE KÖŞE BUCAKTA BENİM OĞLUMA (HZ. MEHDİ (A.S)'YE) YARDIM EDECEK OLAN DAĞINIK TÜRK BAYRAKLARI ZUHUR EDECEK. (Gaybeti numani, s. 323)
MEHDİ 3 : Soy Silsilesinden Olan ve “Halîfelik Tılsımı”nı Elinde Bulunduran “Sîn” Kimdir?
Şeyhül Ekber Muhyiddin-i İbn-i Arabi -kuddise sırruh-’nin Fütuhat’ül Mekkiye’sinin 66. babında Mehdi şöyle anlatılmaktadır:
“Allah’ın bir halifesi daha vardır ki, yeryüzü zulüm ve haksızlıklarla dolu olduğu zaman zuhur edecektir. Yeryüzünü adalet ve sükûnetle dolduracaktır. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yolundan gidecektir. O hiç yanılmayacaktır. Çünkü onun, görmediği yerde doğrultan meleği vardır. Hakkı ayakta tutanlara yardım edecek, dediğini yapacak, bildiğini söyleyecek,
Allah ona o kadar güç verecek ki, bir gece içinde zulmü ve ehlini ortadan kaldıracak, dini ikâme edecek, İslâm’ı ihya edecek, önemsenmez bir hale geldikten sonra ona tekrar kıymet kazandıracak, onu ihya edecek.
Asrında cahil, bahil ve korkak olan bir adam, hemen âlim, cömert ve cesûr olacak. Kendisine karşı geleni ve kafa tutanı perişan edecek. Dini, Resulullah’ın -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında olduğu gibi aynen tatbik edecek. Halis ve hakiki dinden başka hiçbir mezhep kalmayacak.
Doğudan bir takım insanlar çıkacak ve Mehdîye zemin hazırlayacaklar, yani Hz. Mehdî onlar arasında hükümran olacaktır.
O size ansızın gelecektir (Kıyametin aniden meydana geleceği gibi Mehdi As. da aniden zuhur edecektir.)
Şu anda Mehdi Ali Resul, henüz kendisinin Mehdi As. olduğunu ve maneviyattaki derecesini bilmiyor." (Demek ki Abdullah babaya göre Mehdi As. dünyada... Abdullah Baba Hz.lerinin ahirete irtihal -vefat- tarihleri 2004'tür...)
Peygamber Efendimiz (sav) hadis-i şeriflerinde, “Beni Asfar zuhur etmeyince Mehdi çıkmaz” buyurmuştur. Şu anda Mehdi Âli Resul henüz kendisinin Mehdi Ali Resul olduğunu ve maneviyattaki derecesini bilmiyor.
Mehdi Ali Resul hâlâ tahsiline devam etmektedir. Üstadımız bir defasında: Evladım insanlara Mehdi şu desem, kimse inanmaz. Hatta “Âlim” diye bilinen pek çok insan ona karşı gelecek muhalefet edecek, buyurmuşlardır.
İnsanlara Mehdi As şu şahıs desem, kimse inanmaz. Hatta 'Alim' diye bilinen pek çok insan ona karşı gelecek muhalefet edecek.. 'Allah’ın Kitabını kendilerine göre yorumlayarak, O’na delil olarak gösterecekler. O’na karşı Kur'an üzerinde savaşacaklar'..."
Rasulullah (sav) Mehdi Âli Resul için “Halifetullahtır” (Allah’ın Halifesidir) buyurmuştur (Ramuz el-Ehadis s.48/1). Ancak Mehdi Ali Resul zuhur ettiğinde âlimlerin oybirliği ile halifeliğe seçilecektir. Bundan sonra da biatleri kabul edecektir.
* "Biatler Mehdi Ali Resul kendisi istemediği halde yapılacaktır. Bu da bize gösteriyor ki Mehdi Ali Resul kendisini hiçbir zaman mehdi olarak ilan etmeyecektir. İnsanların gelip 'alametler sende bulunuyor' demelerine rağmen o yine de bu görevi kabul etmeyecektir. Çünkü bu görev pek ağır sorumluluk istemektedir..."
İmam-ı Cafer-i Sadık Hz.leri de bu konu ile ilgili şöyle buyurmuştur; “Doğrusu Kaim’imiz kıyam ettiğinde, Rasulullah’ın cahiliyet dönemindeki halktan gördüğü muamelelerden daha şiddetlisi ile karşılaşacaktır.
— Bu nasıl olacak diye sorulduğunda, şöyle buyurmuştur.
— Rasulullah geldiğinde halk taşlara, kaya parçalarına ve tahta parçalarına tapıyordu. Ama Kaim’imiz kıyam ettiğinde halk Allah’ın Kitabını kendilerine göre yorumlayarak, O’na delil olarak gösterecekler. O’na karşı Kuran üzerinde savaşacaklar.
* "Hz. Mehdi uzun bir dönemden sonra Mekke’de Kabe’nin kenarında zuhur edecektir. Peygamber Efendimizin (sav) bayrağı, kılıcı, sancağı ve gömleği ondadır. Melekler vasıtasıyla O’na yardım edilecek, İslam düşmanlarını öldürecek ve zalimlerden intikam alacaktır. Mehdi Ali Resul ilk biatleri Hacer-ül Esved ile Kabe arasında kabul edecektir. O’na ilk biat edenler O’nun ashabı olacaktır. Sayıları 313'tür. Bedir Ehli’nin sayısı kadar... 50'si kadındır. Ashabının isimleri ve sayıları belirlenerek kendisine emanet edilmiştir. Allah onları bir Cuma gecesi Mekke’ye toplayacak. O cumanın sabahı hepsi Mescid-ül Haram’da bir araya gelecekler. ... Onlar necip kişilerden, hakimlerden, yönetici ve din bilginlerinden oluşur."
İlk biatleşmenin ardından Mehdi Ali Resul Şam’a (Dımaşk'a) gelecektir. İsa As.ın zuhuru da Şam’da olacak. "İsa As.'ın İslam’ın dünyaya hakimiyetinde çok büyük katkıları olacak. Pek çok mucize gösterecek.
* "Önce Mehdi Ali Resul’ün en büyük mücadelesi Deccal ile olacak. Deccal de şu anda hayattadır ve İsrail vatandaşıdır. O da kendine göre çeşitli istihraçlar (sihir) gösterecek, pek çok insan ona tabi olacak. (Yahudiler ve en çok da kadınlar ona inanacak) Ona yardım edecekler.
Ülkemizde deprem olacak, birçok il hasar görecek, İzmir yerle bir olacak.
İsrail Suriye’yi almadıkça Mehdi çıkmayacak. Daha sonra İsrail Hatay’dan vuracak. Orada bulunan Amik Ovası kan gölüne dönecek. Medine İsrail tarafından vurulacak. Filistin ve Lübnan da çok zayiat verilecek,
"Türkler önce Yahudi’den tarafa olacaklar sonra Yahudiler tarafından Müslümanlar tarafına geçecekler. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden insanlar; 'Biz de Yahudi’yi ülkemizden çıkaralım' deyip orada toplanacaklar. Tam bu esnada Yunan Türkiye’yi vuracak. Hatta Boğaz köprülerini ve Marmara'daki büyük sanayi tesislerini hep vuracaklar. Amik Ovasında savaşmaya gelen Türklerden bazıları; Aman İstanbul’u vurmuşlar. İstanbul elden gidiyor. Eyvah! Malımız mülkümüz elden gidiyor deyip savaşı terk edecek. Bir kısım ise kalıp Yahudileri yok etmek için savaşacaklar. Afganistan’dan siyah bayraklılar gelip Mehdi As'a yardım edecekler."
Savaşta Türkler, yenilecekler onları Asyalılar kurtaracak. Türkiye ve Rusya üç gün işgal edilecek.
* "Türki devletlerden de Mehdi’ye asker gelecek. İstanbul Mehdi Ali Resul tarafından yeniden fethedilecek. Mehdi Ali Resul döneminde İslam’ın başkenti Konya olacak. Bütün mezhep ve tarikatları bir çatı altında toplayacak..."
* "Mehdi As.'ın komutanları başka yerlerden olacak. Yalnız Konya’dan değil, ancak Mehdi Ali Resule yardım etmek için tüm komutanları Konya’da toplanacaklar..."
Konya İslam’ın başkenti olacakmış, deyince. Abdullah Baba Hz.leri cevaben şöyle buyururlar:
— Evladım komutanlar başka yerlerden olacak. Yalnız Konya’dan değil, ancak Mehdi Âli Resule yardım etmek için tüm komutanlar Konya’da toplanacaklar.
Mehdi Ali Resul’ün en büyük mücadelesi küfrün başı olan fitnenin en büyüğü, Deccal ile olacak. Deccal de şu anda hayattadır ve İsrail vatandaşıdır. O da, kendine göre çeşitli istidraçlar (sihir) gösterecek, pek çok insan ona tabi olacak.
Mehdi Resule de Merih yıldızındaki cinliler yardım edecek. Merih yıldızında suret halinde gözüken cinler var, insan suretinde inip yardım edecekler. Hatta Mehdi Resul gelmeden önce Amerika Merih yıldızına uzay aracı ile gidecek. Orada bulunan cin taifesinin UFO olarak bilinen kendilerine göre araçları var. Merih yıldızındakiler cin taifesidir. Amerika onların binitlerini vuracak, ama içindekiler latif oldukları için kaybolacaklar. Orada işleri çok zor olacak.
Mescidi aksanın altı boşaltılıyor orayı da patlatacaklar. Ancak orayı cin ve ifrit taifesi yaptı. Onlar orayı koruyacaklar patlayan bombalar, ancak kendilerine zarar verecek.
Savaş anında bir füze düşeceği zaman Allah’ın izni ile dur diyecekler, tekrar geri yerine gönderecekler. “Barut su olacak”tan kasıt o dönemdeki en ileri teknik savaş aletleri hiçbir varlık göstermeyecek anlamında kullanılmıştır.
Mehdi Ali Resul zamanında ilim çok ilerleyecek, yıldızlar arası seyahat olacak, araba ve taşıtlar havada uçacak aynı Süleyman (as)’ın koltuğu ile havada gittiği gibi.Yecüc ve Mecüc denilen kavim Çinlilerdir, çok büyük bela olacaklar.
Yecüc ve Mecüc denilen kavim Çinlilerdir, çok büyük bela olacaklar.
Dünyada az bir kafir kalacak ve tüm dünyaya Müslümanlar hakim olacak. ABD, Müslüman olacak birçok Avrupa ülkesi Müslüman olacak. Avrupa İslam’a hamile, Türkiye ise Avrupa’ya. İslam’ın gür sedası Avrupa’dan gelecek. Özellikle Almanya ve Hollanda Allah’tan bir mani olmaz ise kesin Müslüman olacak. Avrupa da ki kiliseler zamanı geldiğinde hep cami olacak.
MEHDİ MESİH :
* "Deccal’ın kellesini Topkapı sarayında bulunan Davud As.'ın kılıcı ile Mehdi Ali Resul kesecek. Zira o kılıcı Davud (as) kendisi elleri ile yapmıştır. Ve kılıcın üzerinde İbranice “bu kılıç ile Davud, Callut’tun kellesini kesmiş Mehdi de Deccal’ın kellesini kesecek” yazılıdır. Deccal yeryüzünden kalktıktan sonra, İslam bütün dünyaya hâkim olacak. Asr-ı Saadet dönemi gibi bir yaşantı başlayacak .
DECCAL
Meşhur Temim-i Darî hadîsinde bildiriliyor ki “Deccal bir adada bulunuyor.” İşte hadîs-i nebevînin işaret ettiği o ada İngiltere’dir. Yani Deccaliyetin menbası ,İngilteredir İngilizlerdir.
Bütün dünyanın ve bütün hilelerin melikesi (ABD) de Mehdî’ye karşı çıkar ki onun ismi zaniyedir (Amerika) .
Bu melike o gün bütün dünyayı dalalet ve küfre sevkeder. Yahudiler de o gün dünyaca en yüksek makamdadırlar. Bütün Kudüs’e, mukaddes beldeye hakimdirler.
Beytül-Makdis´in mâmur olmasını Medine´nin harab olması takip eder. Onu da Melhamenin çıkışı ve onu da Kostantiniyye´nin fethi takip eder Onu ise Deccal´in çıkması takip eder.
Melhame-i Kübra, Kostantıniyye´nin fethi ve Deccal´in çıkması 7 ay (sene) içinde olur.
Melhame-i Kübra ile Kostantıniyye´nin fethi arasında altı sene vardır. Yedinci de Mesih Deccal çıkar.
Allah bu ümmete Deccal ile Melhamenin kılıcını birden vermez.
DECCALIN ŞAHSI
Deccaller pek çoktur.Bizim kastettiğimiz ahir zamanda çıkacak olan Hz.İsa AS tarafından öldürülecek olan son ve Büyük Mesih Deccal'dir. En doğrusunu Allah bilir.Allahu Alem.
Deccalin şahsı henüz çocuk gibi mi, gençmi kalacak?
Çünkü Deccal şu an 1400 yaşından büyük olmalıdır.Ve Deccal ilk 1400 yılını fiziki bir insan olarak değil belki bir cinni olarak yaşamıştır.
Zamanı gelince de bir insanın bedenine girecek ve onu yönetecek.Yani Deccal aslında bir insan değil.Belkide bir Cin veya Cin ve İnsan beraberliğinden de olabilir.
Hadis yorumlarına göre; Deccali 2020' li yıllarda insan kılığında göreceğiz.Tabi ömrümüz olursa.
Bizim şahsi düşüncemiz Mossad başkanını ele geçireceğidir. Çünkü diğer bazı hadis yorumları da o şahsın kişisel özelliklerine uygunluklar gösteriyor.
En doğrusunu Allah CC bilir. Ama şu yanlış anlaşılmasın.
Mehmet Ali Bulut
Resulullah, bize insanlığın en son ve en büyük savaşından da söz eder. Ona ‘Yavumül Melhame’ (canın cana girdiği, etlerin birebirine geçtiği) der. Bununda Amik veMercidabık (A’maka ve Dabika) ovalarında gerçekleşeceğini, savaşın arkasındaki gerçek muharrikin Yahudiler olacağını haber verir (Müslim, 9874).
Nitekim Kur’an-ı Kerim de Yahudilere iki kere yeryüzünde fitne çıkarabilme gücü verileceğini, bunlardan ilkinin cezalandırıldığını, ikincisinin zamanın geldiğinde de onlara son bir darbe vurulacağını haber verir. Ancak Kur’an, ikincisine, “ikinci” demez,“Va’dul-Ahireti” der. Yani “iki kere yeryüzünde fesad çıkaracaksınız, ikinci fesadınızın zamanı geldiğinde…” demek yerine “Ahiret vadi geldiğinde, yani kıyametin kopması zamanı geldiğinde…” diye bir ifade kullanır. Böylece Yahudiler ile Müslümanlar arasında yaşanacak büyük melhamenin aynı zamanda insanlığın sonunu getireceğini haber verir. (İsra, 3-7)
Nitekim yukarıda bahsi geçen hadisi yorumlayan birçok âlim, o savaşın ardından başlayacak büyük savaşta insanlığın, beşte dört nüfusunu kaybedeceğini haber verirler.
Rivayetlere bakılırsa bu büyük ve çetin savaşın devam ettiği süreçte beklenen Mehdi“Savaşçı Mehdi” ortaya çıkacak. Dünya tam bir herc ü merc içinde iken, Hristiyanların içinden çıkacak büyük bir ruhani kesim, Kuran’ın davet ettiği kelimede buluşmak üzere Müslümanların safında yer alacak ve Deccal ordularını yenerek, tam bir hükümranlık elde edecekler. Hadislerde “Hz İsa gelir Mehdiye iktida eder” diye ifade edilen şey, bu şekilde tecelli eder[1].
İyiler son bir kere kötülere galebe eder ve dünya, nasıl ki daha önce tam bir adaletsizlik ve zulüm ile istila edilmiş idiyse bu kere de hakiki bir adaletle kırk yıl idare olunur. Böylece, inananlar, “eğer insanlık, Allah’ın insanlardan beklediği hal üzere olsalardı nasıl bir dünyada yaşayacaklardı” onun güzel bir örneğini sergileyecekler. Bu da en fazla kırk senelik bir zaman dilimidir. Ondan sonra doğudan ve batıdan yecüc mecüc fitnesi doğar tüm müminler yok edilirler ve kıyamet kâfirlerin başına batlar…
Bugüne Gelirsek
Şu meselenin günümüze bakan yönüne gelince…
Yukarıda bahsi geçen hadisi (Müslim rivayeti hadis), birçok ehli keşif kendince tevil etmişlerdir. Ben onlardan Gürbüz Babanın[2] tevilini akla çok daha yakın bulduğum için onu size aktaracağım.
Şöyle der: “İsrail[3] Suriye'yi almadıkça Mehdi çıkmayacak. İsrail Suriye’ye vuracak. Suriyeliler Türkiye'ye kaçacak. Savaşta İsrail Medine’yi de bombalayacak. Filistin ve Lübnanda çok kayıp verilecek. Türkiye'yi de vuracaklar. Daha sonra İsrail Hatay’dan vuracak. Amik ovası kan gölüne dönecek. Türkiye'den insanlar “biz de Yahudi’yi ülkemizden çıkaralım" deyip orada toplanacaklar.
Bu sırada Yunan Türkiye'nin batısını vuracak. Amik ovasındaki Türklerin bir kısmı geri dönecekler. Bir kısmı ise orada kalıp Yahudileri yok etmek için savaşacaklar.
Türkler bu savaşın başında yenilecekler. Afganistan ve Türki devletlerden askerler gelip Mehdiye yardım edecekler. İstanbul bu savaşta işgal edildiği için İstanbul Mehdi tarafından anlaşma yoluyla yeniden geri alınacak.”
Abdullah Gürbüz Baba’ya göre Amik ovasında Türkiye ile savaşacak olan asıl düşman Yahudilerdir. “Ancak bunlar İsrail mi, yoksa ABD ya da BM yahut Rusya mı olacağını göreceğiz.” der
Şeyh Abdullah Dağıstani[4], bu hadiste geçen Beni Asfar’ı Rusya olarak isimlendiriyor ve savaşın da “Türkiye’nin bir şey yapması”[5]yla başlayacağını haber veriyor.
Yine aynı rivayetlerde, “Avrupa Türkiye’nin yanında yer aldıkça savaş çıkmayacak, ancak Avrupa sonradan Türkiye’nin arkasından çekilecek ve savaş başlayacak” denilmiş…
İmdi… Bu rivayetler çerçevesinden bakıldığında, şu şöyle olsaydı bu böyle olsaydı demenin pek anlamı kalmıyor. Türkiye Rusya’dan özür dilese de netice değişmeyecek, belki bir süreliğine tehir olunabilir ama işin büyük bir kısmı 2016 içinde gerçekleşecek. Amma onun sonucunda başlayacak üçüncü dünya harbi dünyanın her bir tarafını ateşe verecek ve büyük ihtimalle atom bombaları da işin içine gireceği için insanlığın beşte dördü yok olacak…
Sonra mehdi ve Mesih işbirliği ile dünya yeniden kurulacak ve kurtla kuzu 40 yıl birlikte yaşayacak. Ve sonra tam anlamıyla kıyamet çağına gerilecek. 1506’da inanlara karşı tüm dünyada müthiş bir intikam ve tehdit çağı başlayacak. İnananlar sürek avı yapar gibi avlanacak. Amma bu, geride kalanların rahat edecekleri anlamına gelmiyor. Çünkü Kur’an açık bir şekilde bunu yapacak olanları tehdit ediyor ve onların da ondan sonra fazla yaşayamayacaklarını haber veriyor. (Mülk suresi, 28)
[1] )Şu anda iki Amerika (iki batı) var. Birisi, Neoconların ve Evanceliklerin idasinde küresel sermayeyi de kullanan İsrail’e hizmet eden Batı, diğeri New York merkezli ve Hırıstiyanlıktan gelen vicdanı ve şefkati özünde barındıran öteki batı. Kuran ehli kitap içindeki bu ikiliğe temas eder, ikisini bir görmeyin der (Ali İmran, 113; 199) İşte ıstıfa edip Kur’an’a iktida edecek batı budur. Şu anda Amarik’nın içlerinde bu iki batı kıyasıya bir mücadele sürdürüyor. Bu Vatikan’ı da temsil eden batıdır. Ancak Vatikan şu ana kadar Evangeliklerin ve Neoconların aldatması ve İslami terörü temcit pilavı gibi sürekli insanlığın önüne sürmeleri yüzenden hala İsrail’in çıkarları noktasında kullanılıyor. Fakat artık o dahi uyanmaya başladı. Sık sık, değindiğim, bir mesele var bilirsiniz, Müslümanların bir vazifesi de “Hrısitiyanlı Siyonist Yahudilerin boyunduruğundan kurtarmaktır”, diye. Kur’an da bu noktada Hristiyan ruhanilerini uyarmaktadır, Yahudilerin oyuna gelmemeleri konusunda. Şöyle buyurur: “Ey Kitap ehli (Ey Hrıstiyanlar)! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan da şaşmış bir milletin (Yahudilyerin) arzu ve keyiflerine uymayın.” (Maide, 77)
[2]) Anadolu’nun veli kullarından biridir (1933-2004).
[3]) Şuna emin olabilirsiniz, şu anda Rusya da Neoconcu Amerika da Çin de İran da –sıranın kendisine de geleceğini bilmeden- İsrail’e hizmet ediyorlar ve onun büyük İsrail devletini kurması yolunda kullanılıyorlar. Bu coğrafyada en az on devlet yıkılacak veya parçalara ayrılacaktır. Ta ki İsrail ‘büyük israil’i (Arzı mevudda Dünya kırallığını) kurabilsin. Bunlar, Lübnan, Filistin, Mısır, Ürdün, Suriye, Irak, Kuveyt (Katar Bahreyen ve Emirlikler’i de bunun içinde sayalım) İran ve Türkiye’dir. Şu anda maalesef İsrail, İsra suresinde “sizi (yeryüzüne daığılmış) oğullarınız ve mallarla destekleyeceğiz” ayetinin haber verdiği hal üzerindeler… Rusya da onular için hizmet ediyor, Amerika da İngiltere de Çin de)
[4]) Abdullah Dağıstani (ks) (14 Aralık 1891 - 30 Eylül 1973), Nakşibendi mutasavvıf, Şeyh Nazım Kıbrısi'nin şeyhidir.
[5]) Türkiye bir şey yaptı ve Rus uçağı Türkiye tarafından düşürüldü. 1950 yılından bu yana Rusya böyle bir olay yaşamadı. Bunu nefsine yedirmesi zor elbet! Bir tür Rus ‘one minute’ü olan şu hadise yüzünden olan Türkmenlere olacak. Fakat rivayetlerde, şu savaşta şehit olacak kimseler ‘Afdalu şüheda” (şehidlerin en faziletlisi) olarak anılıyorlar. İnşallah öyledir. Cebir altında ve mazlumen hayatlarının kaybediyorlar çünkü.
De ki: "Allah, beni ve benimle beraber bulunanları isterse yok eder veya isterse merhamet eder; söyleyin, bu takdirde inkarcıları, can yakıcı azabdan kim alıkoyabilir?"
Mülk Suresi 28.
Yazılar : Hadis ve Yazarlardan Derlemedir.
Kaynaklar: http://2.bp.blogspot.com http://gaybihaberleri.blogspot.com http://4.bp.blogspot.com