6.sınıf SBS Türkçe soruları
1. “-ken” eki,kelimelerden hangisinin sonuna getirildiğinde bu kelime kalınlık-incelik uyumuna uymaz?
A )Er B) Verir C)Çıkar D)Seçilir
2.Aşağıdaki kelimelerden hangisinin hecelerine ayrılışı yanlıştır?
A )Ve-re-ce-ğiz C)Top-la-mış-lar
B )Ge-li-yo-ruz D)Gel-ir-di-niz
3.Aşağıdaki kelimelerden hangisinin sonuna ad durum eki “-den” getirildiğinde ünsüz benzeşmesi (ünsüz uyumu) olmaz?
A )Köşk B)Koru C)Maaş D)Kırkağaç
4. Aşağıdaki kelimelerden hangisinin sonuna “-a,-e,-i,-u,-ü” ünlülerinden biri getirildiğinde ünsüz yumuşaması olmaz?
A )Sarp B)Tabak C)Yurt D)Şurup
5.Aşağıdaki kelimelere,verilen eklerden hangisi getirildiğinde “ünlü düşmesi,ünlüm daralması ya da ünsüz benzeşmesi” ortaya çıkmaz?
A )Kucakla+-yor B)Kamyonet+-den
C )Kabahat+-i Geçit+-e
6.Köşeden geçerken bakkaldan ekmeğini aldı,eve gitti.Annesi kapının ipini çekti.Mangalda pişen yemeğin kokusu bütün evi bürümüştü.Odasına çıktı,pencerenin önüne oturdu.
Parçada altı çizili kelimelerin hangisinde birden fazla ses olayı vardır?
A )Önüne B)Gitti C)Kokusu D)Ekmeğini
7.I.-Hayrola Nuri Efendi,nereye?
II.-Valla bilmem,işte öyle gidiyorum…
III.Arkasına dönüp bakarak:
IV.-Şükrü gelecekti,gelmedi.
Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde kaynaşma vardır?
A )I.ve II. B)II.ve III. C)I. ve III. D)III. ve IV.
8. “İki hanım,belli ki uzakça bir yere gitmiş ve geç kalmışlardı,hızlı hızlı eve dönüyorlardı.” cümlesinde altı çizili sözcükteki ses olayı aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?
A )Şemsiyesine dayanarak yürüyor.
B )Alt geçitten istasyona ulaştı.
C )Bir banka oturup oğlunu beklemeye başladı.
D )Bu arada elindeki kitabı okuyordu.
9.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hiçbir ses olayı yoktur?
A )Şahinden daha küçük,çelimsizdir.
B )Yuvalarını bozsak da bir yere gitmezlerdi.
C )Atmacalar on beş yirmi yıl önce çoktu.
D )Artık birçok hayvan kaybolup gidiyor.
10. “-den” durum eki,aşağıdaki sözcüklerden hangisinin sonuna getirildiğinde ünsüz benzeşmesi olur?
A )Ova B)Kurban C)Bakkal D)İş
11.Yaşı ilerledikçe gözleri görmez oldu.
İpliği iğnenin gözünden rahatça geçirir.
Dama tahtasında altmış dört göz vardır.
Şu fakir mahallede bir göz evim olsaydı…
Yukarıdaki cümlelerde “göz” kelimesi kaç farklı anlamda kullanılmıştır?
A )1 B)2 C)3 D)4
12. “Çıkmak” kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ Şilteden biraz yün çıkardı,eğirdi,büktü.” Cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A )Paraları deri bir keseden mi çıkardı?
B )Azimli biridir,ekmeğini taştan çıkarır.
C )Adamı nereden tanıdığımı çıkaramadım.
D )Okulda yeni bir dergi çıkarmışlar.
13. “ Hoşuma giden her şeyi söyleyen kimse,hoşuna gitmeyecek şeyler işitir.” cümlesinde anlatılmak istenen düşünce ile aşağıdaki atasözlerinden hangisindeki düşünce aynı doğrultudadır?
A )İstediğini söyleyen,istemediğini işitir.
B )Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
C )Konuşmak gümüşse,susmak altındır.
D )Lafla pilav pişerse deniz kadar yağı benden.
14.Hayatta başarılı olmak ve bir yerlere varmak istiyorsak mutlaka azimli ve istekli olmalı,hedefe varmak için olanca gücümüzle çalışmalıyız.Unutmayalım ki “Karamsarlar,başarısızlığın doksan dokuz nedenini sayarken,iyimserler epey yol almıştır.”
Parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisi olur?
A )Birlikten kuvvet doğar.
B )İnsanları canlandıran umut;öldüren umutsuzluktur.
C )Baş başa vermeyince taş yerinden oynamaz.
D )İş olacağına varır.
15.Çanakkale köpürür,düşman geçit vermez;
Toprağımın üstüne başka bayrak dikilmez.
Öyle bir zafer ki asırlarca silinmez,
Haykırın bütün millet,Çanakkale geçilmez!
Ramiz ÇİLDOĞAN
Dörtlükte aşağıdaki duygulardan hangisi yoktur?
A )Endişe B)Vatan sevgisi C)Bayrak sevgisi D)Kahramanlık
16.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A )Para iyi bir uşak,kötü bir efendidir.
B )En verimli yağmur alın teridir.
C )Her şey duraklama ile başlar.
D )Gururla zayıflık kardeşdirler.
17.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dil ve ifade bakımından yanlışlık yoktur?
A )Çok sevinçliyim,içim sızlıyor.
B )Çok telaşlanmış,sanki etekleri zil çalıyordu.
C )Yıllar sonra arkadaşımı göreceğim için içim içime sığmıyordu.
D )Daha henüz eve dönmüştüm.
CEVAP ANAHTARI
1- A
2- D
3- C
4- B
5- C
6- D
7- D
8- B
9- B
10- D
11- A
12- D
13- D
14- D
15- C
16- D
17- A
Türkçe Dersi SBS konu anlatımları
CÜMLENİN ÖGELERİ
Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle (tümce) denir.
Cümle, özne ve yüklem gibi temel; nesne, dolaylı tümleç ve zarf tümleci gibi yardımcı ögelerden oluşur.
Şimdi cümlenin ögelerine tek tek değinelim.
YÜKLEM
Cümlede kip ve zaman bildirerek yargıyı ortaya koyan temel unsurdur. Yüklem, tek başına cümle özelliği gösterir. Diğer ögeler yüklemin tamamlayıcı ögeleridir.
Cümlede yüklemi bulmak için herhangi bir ögeye soru soramayız. Onu çekimli durumda bulunan sözcüklerden anlarız. Örneğin;
"Anlıyorum" sözcüğü "anlamak" eyleminin şimdiki zamanla çekimlendiğini gösteriyor. Öyleyse yargı bildiriyor demektir. Dolayısıyla bu, bir cümledir.
"Bugün mutfakta anneme yardım ettim."
cümlesindeki altı çizili söz birleşik fiil olduğu için,
"Çiftçinin ambarı sabanın ucundadır."
cümlesindeki altı çizili söz isim tamlaması olduğundan,
"Türkçe dersimize giren kişi genç bir öğretmendi."
cümlesindeki altı çizili kısım ise sıfat tamlaması olduğundan bölünemez ve bu şekilde yüklem olur.
ÖZNE
Cümlede yüklemin bildirdiği işi, hareketi yapan ya da oluş içinde bulunan ögedir. Cümlenin temel ögesidir. Ancak her cümlede bulunmak zorunda değildir.
Cümlede özneyi bulmak için yükleme "kim" ve "ne" sorularını sorarız. Ancak özellikle "ne" sorusu, nesneyi bulmak için de sorulduğundan, biz özne sorusunu yükleme değişik biçimde sorarız. Örneğin;
"Bu elbiseyi annem aldı."
cümlesinde "aldı" yüklemdir. Özneyi bulmak için yükleme "Alan kim?" diye soruyoruz. Cevap olarak "annem" geliyor. Öyleyse cümlenin öznesi bu sözcüktür.
Cümlede özne yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, açık olarak verilebileceği gibi, yüklemin çekiminden de çıkarılabilir. Cümlede olmayan, yüklemdeki kişi eklerinden anlaşılan bu tür öznelere "gizli özne" adı verilir.
"Ders çalışmana yardım ederim."
cümlesinin yüklemi "yardım ederim" sözcüğüdür. Özneyi bulmak için "Yardım eden kim?" diye soruyoruz, "Ben" cevabı geliyor; ancak bu söz cümlede yok, biz bunu yüklemin bildirdiği kişiden çıkarıyoruz. Öyleyse bu cümlenin öznesi gizli öznedir. Bu özne cümlede var olan ögelerden biri sayılmaz.
Yani "Gördüm." cümlesinde öznenin "ben" olduğu görülse bile bu cümle sadece yüklemden oluşmuş sayılır.
Bazı cümlelerde işi yapan belli değildir. Bu cümlelerde işten etkilenen öge sözde özne kabul edilir.
"Sokaklar çok güzel temizlendi."
cümlesinde işi yapan belli değildir. Ama işten etki-lenen öge vardır. “Temizlenen ne?” sorusu bize “sokaklar” sözcüğünü veriyor. Bu şekildeki öznelere sözde özne denir.
Bazı cümlelerde ise özne bulunmaz. Yani eylemi yapan bazen belli değildir.
"Yağmurlu havalarda geziye gidilmez."
cümlesinde "gidilmeyen ne, gidilmeyen kim?" gibi sorulara cevap alınmaz. Öyleyse cümlenin öznesi yoktur.
NESNE
Cümlede yüklemin bildirdiği işten etkilenen ögedir. Yükleme sorulan "kimi, neyi, ne" sorularına cevap verir.
Nesneler hâl ekini alıp almamalarına göre iki grupta incelenir.
1. Belirtili Nesne
Nesne görevinde bulunan söz, "-i" hâl ekini almışsa, nesneye belirtili nesne denir.
"Kitabı öğretmenden aldı."
cümlesinde "kitabı" nesnesi "-i" hal eki aldığından belirtili nesnedir.
2. Belirtisiz Nesne
Nesne görevinde bulunan söz "-i" hâl ekini almamışsa buna, belirtisiz nesne denir.
"Akşama kadar odasında kitap okudu."
cümlesinde "kitap" nesnesi bu eki almamış ve belirtisiz nesne olmuştur.
DOLAYLI TÜMLEÇ
Yüklemin yöneldiği, bulunduğu, çıktığı yeri gösteren ögedir. Yükleme sorulan "-e", "-de" ve "-den" hâl eklerini alan sorulara aynı ekleri alarak cevap veren sözcük ya da söz öbekleri dolaylı tümleç görevinde bulunur. Soruların ve cevapların aynı ekleri alması zorunluluğu, bunun diğer ögelerle karışmasına engel olur.
"Çözemediği soruları bana sorar."
cümlesinde altı çizili ögeyi bulabilmek için yükleme "kime" sorusunu soruyoruz. Soru da cevap da aynı eki almış. Öyleyse "bana" sözü dolaylı tümleçtir.
"Akşama eve geç kalmayın."
cümlesinde altı çizili sözcük de "-e" hâl ekini almıştır. Ancak bu ögeyi bulmak için yükleme "ne zaman" sorusunu soruyoruz. Görüldüğü gibi soru hâl eki almadan soruluyor. Öyleyse bu, "-e" hâl eki almış olmasına rağmen dolaylı tümleç değildir.
Aynı durumu "-de" ve "-den" eklerinde de görebiliriz.
"Sabah erkenden dağa çıkacağız."
"Öğrenciler henüz dersten çıkmadı."
"Okulun bahçesinde top oynadık.
cümlelerindeki altı çizili sözler dolaylı tümleçtir.
ZARF TÜMLECİ
Yüklemin zamanını, durumunu, miktarını, yönünü, koşulunu vb. bildiren ögelerdir. Bunların her biri değişik bir soruyla bulunur.
"Yazın bol bol kitap okuyacağım."
cümlesindeki altı çizili zarf "ne zaman",
"Arabamız engebeli yolda ağır ağır ilerliyordu."
cümlesinde altı çizili zarf "nasıl",
"Çocuğun dersleri şaşılacak kadar iyiydi.
cümlesindeki altı çizili zarf "ne kadar",
"Ayakkabıları içeri alın."
cümlesindeki altı çizili zarf "nereye" sorusuna cevap vermiştir. Yükleme sorulan bu sorulara cevap veren ögeler daima zarftır.
CÜMLE VURGUSU
Cümlede asıl anlatılmak istenen öge vurgulanır. Biz konuşurken, önemsediğimiz ögeyi cümlenin herhangi bir yerinde ses tonumuzu yükselterek vurgulayabiliriz. Ancak yazıda bunu yapamayacağımızdan, vurgulamak istediğimiz ögeyi yükleme yaklaştırırız. Yani cümlede yükleme en yakın öge, en çok vurgulanan ögedir.
"Babam bizi dün fuara götürdü."
cümlesinde yükleme en yakın olduğu için dolaylı tümleç,
"Babam bizi fuara dün götürdü."
cümlesinde yükleme en yakın olduğu için zarf tümleci;
"Babam fuara dün bizi götürdü."
cümlesinde yükleme en yakın olduğu için nesne;
"Dün fuara bizi babam götürdü."
cümlesinde yükleme en yakın olduğu için özne vurguludur.
ARA SÖZ
Cümleyi söylerken söz arasına sıkıştırılan, bazen bir ögenin açıklayıcısı, bazen cümle dışı unsur olan söz veya söz öbeklerine ara söz denir.
"Büyüdüğüm o güzel şehri, Bursa'yı, asla unutamam."
cümlesinde "Bursa'yı" ara sözü cümlenin nesnesinin açıklayıcısı olarak kullanılmıştır.
Ara söz daima açıkladığı ögeden sonra gelir.